Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/4-1897
Karar No: 2013/1546

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/4-1897 Esas 2013/1546 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tutuklu müvekkillerin ev telefonları dinlendiği ve bu durumda diğer kişilerin özel yaşamlarının ihlal edildiği gerekçesiyle açılan manevi tazminat davası, gerekçe olarak 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12. Maddesi ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’na eklenen 93/A-5 maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3”e dayandırılarak reddedilmiştir. Bu kanun maddelerine göre, hakimler ve savcılar yalnızca Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir. Ayrıca, dava konusu işlemlerden dolayı tazminat davası açılabilmesi için asıl dava sonuçlandıktan sonra bir yıl içinde açılması gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin kararını onaylamıştır.
Hukuk Genel Kurulu         2013/4-1897 E.  ,  2013/1546 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece)
    TARİHİ : 11/06/2013
    NUMARASI : 2013/36-2013/45

    Taraflar arsındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesince;
    “DAVA: Dava dilekçesinde, davacılardan D. P."in İşçi Partisi Genel Başkanı, F.E.in ise genel başkan yardımcısı ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni oldukları; diğer davacıların ise, adı geçenlerin eş ve çocukları oldukları; davacılardan D. P. ile F.İ.in ev telefonlarının terör örgütlerinin eylemlerinin tespiti için dinlenilmesine karar verildiği; sonrasında, adı geçen davacıların tutuklandıkları; buna rağmen, dinleme kararlarının uzatıldığı; dinleme kararı veren hakimin, asıl dava dosyasında tutukluluk halinin devamı kararı da verdiği; tutuklu kişilerin ev telefonlarının dinlenilmesinin izahının mümkün olmadığı; soruşturma kapsamında bulunmayan eş ve çocukların ise dinleme kararı ile özel yaşamlarının ihlal edildiği ileri sürülerek, her bir davacı yararına 20.000,00-TL manevi tazminata hükmolunması talep ve dava olunmuştur.
    CEVAP: Cevap dilekçesinde işlemlerin yasaya uygun olduğu ve sorumluluk koşullarının oluşmadığı savunulmuştur.
    GEREKÇE : Dava, hakimin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak manevi tazminat istemine ilişkindir.
    "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair" 6110 sayılı Yasa  14/02/2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. 6110 sayılı Yasa"nın 12. maddesi ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu"na 93/A maddesi eklenmiştir. Maddedeki düzenlemeye göre:
    Hakim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle:
    a)Ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir.
    b)Kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hakim veya savcı aleyhine tazminat davası açılamaz.
    Devlet aleyhine açılacak tazminat davası ancak dava konusu işlem, faaliyet veya kararın dayanağı olan;
    a)Soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya kamu davası açılmış ise kovuşturma sonucunda verilen hükmün,
    b)Dava sonunda verilen hükmün, kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabilir.  
    Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya hükmün kesinleşmesinden önce, hakim veya savcının söz konusu işlem, faaliyet veya kararıyla ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanmaktan mahkumiyeti halinde ise tazminat davası bu hükmün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılabilir.
    Yine yargılama aşamasında yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 46. maddesinde; hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği biçiminde düzenleme yapılmıştır.
    Dava konusu, ceza soruşturması sırasında  yapılan işlemlere ilişkindir. Açılan ceza davası ise,İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2008/209 esas sayılı dosyasında derdest bulunmaktadır. 6110 sayılı Yasa ile değişik 2802 sayılı Yasa"nın 93/A maddesi uyarınca; ancak, asıl dava sonucunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tazminat davası açılabilir. Şu durumda, davacıların istemi dinlenilebilir bulunmamakta olup; dava dilekçelerinin reddine karar verilmelidir.
    Diğer yandan, bu durum dava açıldıktan sonra yapılan Yasa değişikliğinden kaynaklanmış olup; dava açmasında, davacılar kusurlu sayılamaz. Şu halde, kesin hüküm oluşturmaması bakımından dava dilekçesinin reddine karar verilmeli; aynı gerekçelerle, yargılama harç ve giderleri ile davacı sorumlu tutulmamalıdır.
    HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
    1-Dava ön şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,
    2-Davanın reddi nedeniyle alınması gereken 24,30-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 2.376,00-TL"den düşümü ile kalan 2.351,70-TL"nin istek halinde davacıya iadesine,
    3-Yargılama giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına,,”
    Dair oybirliği ile verilen 11.06.2013 gün ve 2013/36-45 sayılı kararın davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın süresinde temyiz edildiğinin anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kâğıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:

                                           HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Davacılar vekili, müvekillerinin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 2008/209 esas sırasında kayıtlı dosyanın soruşturma aşaması kapsamında F. İ.ve D.P.’e ait ev telefonlarının "terör örgütlerinin legal veya illegal alanda faaliyet gösterdikleri""" iddiasıyla dinlemesine ve hazırlanan iddianame kabul edilerek müvekkillerinin tutukluluklarının devamına karar verildiğini, kovuşturma evresine geçilmiş iken, davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi"nin üyesi H.H. Ö.’nin 29.07.2008 günü, tutuklu olarak cezaevinde bulunan müvekkiller D. P.ve F.İ.’in evlerindeki sabit telefonların dinlenmesinin 3 ay süre ile ikinci kez uzatılmasına karar verildiğini, D.P. ve F.İ. o tarihte cezaevinde olduklarına göre, evlerindeki telefonların dinlenmesi, doğal olarak orada ikamet etmekte olan diğer müvekkillerinin telefon görüşmelerinin aylar boyunca yasaya aykırı biçimde dinlenmesi anlamına geldiğini, evde bulunan diğer müvekkillerinin soruşturmayla, atılı suçlamayla hiçbir ilgileri bulunmadığı gibi haklarında başlatılmış bir soruşturmanın da bulunmadığını, davalının kasti davranışıyla ortaya çıkan bu durumun müvekkillerinin özel yaşamlarına, haberleşme özgürlüklerine, kişilik haklarına ağır ve açık bir müdahale olduğunu iddia ederek manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Maliye Hazinesi vekili ise HMK"nun 46. maddesindeki koşullar oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
    SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilamı harcı peşin alındığından başka harç alınmasına mahal olmadığına, 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12. Maddesi ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’na eklenen 93/A-5 maddesi ve 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.11.2013 gününde yapılan görüşmede oybirliği ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi