1. Hukuk Dairesi 2014/19592 E. , 2017/886 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteğine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 913 ada eski 103 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisinin ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından kendilerine süresiz olarak devredildiğini, dava konusu taşınmazın dava dışı ... tarafından haksız yere işgal edilerek üzerine 13 adet ruhsatsız dükkan yapıldığını ve bu dükkanlardan birinin davalıya kiraya verildiğini, .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/229E sayılı dava dosyası ile ... aleyhine açılan davada 01.11.2000-31.05.2005 dönemi için 363.979,00 TL ecrimisile hükmedildiğini, yapılan denetimde taşınmaza davalının haksız yere el attığının ortaya çıktığını, davalıya ihtar gönderdiklerini ve bu nedenle 01.04.2008 – 30.09.2009 dönem için 29.782,34 TL ecrimisil alacağının tahsili amacıyla ... İcra Müdürlüğü"nün 2009/17768 sayılı dosyasında başlatılan ilamsız takibin, davalının borca itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya konu taşınmazı dava dışı ..."dan aylık 5.000,00 TL"den kiraladığını, kira bedellerini düzenli olarak ödediğini, davacı tarafından başlatılan takibe itiraz ettikten kısa bir süre sonra işyerinin kaymakamlık tarafından yıkıldığını ve buradan çıkartıldığını, uyuşmazlığın davacı idare ile dava dışı ... arasında olduğunu, kendisi ile ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın dava konusu taşınmazı kullandığı saptanarak, 29.037,82 TL esas alınarak itirazın iptaline, icra inkar tazminatına yönelik talebin ise alacağın likit olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
./..
Çekişme konusu yeşil alanın davalı tarafından kullanıldığı saptanarak davanın kabul edilmiş olması ve alacak likit olmadığı için icra inkar tazminatı isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalının sair temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taşınmazın 2012 yılındaki aylık ecrimisil bedeli belirlenerek, geriye dönük talep edilen döneme ( 01.04.2008 – 30.09.2009) ilişkin olarak hesap yapıldığı görülmektedir.
../....
Hal böyle olunca; yukarıdaki ilkeler doğrultusunda mahallinde yeniden keşif yapılarak ecrimisil istenilen ilk dönem başlangıç tarihi olarak baz alınmak suretiyle hesaplama yaptırılarak belirlenen ecrimisile, sonraki dönemler için ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken bu hususları içermeyen bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.