Esas No: 1992/68
Karar No: 1993/1725
Karar Tarihi: 20.04.1993
Danıştay 4. Daire 1992/68 Esas 1993/1725 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararı, bir yükümlünün gayrimenkul ipoteği karşılığında verdiği borç paranın menkul sermaye iradı olduğunu ve bu gelirin ancak ödeme ile elde edilebileceğini ve vade tarihine göre hesaplanarak borç verildiği tarihte elde edilemeyeceğini vurgulamaktadır. Davacının beyan ettiği menkul sermaye iradının düşük bulunması nedeniyle saptanan matrah farkı nedeniyle 1990 takvim yılı için ikmalen gelir vergisi salınmıştır. Vergi Mahkemesi ise bu gelirin borç verildiği tarihte elde edilemediği gerekçesiyle cezalı vergi tutarının azaltılmasına karar vermiştir. Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesi, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde edilen kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olarak kabul edildiğini ifade etmektedir. Kararda bu ilke doğrultusunda menkul sermaye iradının gelirin ekonomik yönden tasarruf edilebilmesini gerektirdiği ve ödemeyi yapacak olanın geliri sahibinin emrine hazır bulundurması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddesi, menkul sermaye iradının gelirin ödeme ile elde edildiği esasına atıfta bulunmaktadır.
Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1993
Karar No : 1725
Esas Yılı : 1992
Esas No : 68
Karar Tarihi : 20/04/993
MENKUL SERMAYE İRADI NİTELİĞİNDEKİ GELİRİN ANCAK ÖDEME İLE ELDE EDİLEBİLECEĞİ VE O DÖNEMİN GELİRİ OLARAK VERGİLENDİRİLECEĞİ, BORCUN VADE TARİHİNE GÖRE FAİZ HESAPLANARAK BORÇ VERİLDİĞİ TARİHTE ELDE EDİLDİĞİNİN KABUL EDİLEMİYECEĞİ HK.
Gayrimenkul ipoteği karşılığı verdiği borç paradan elde ettiği ve inceleme üzerine beyan ettiği menkul sermaye iradının düşük bulunması nedeniyle saptanan matrah farkı üzerinden yükümlü adına 1990 takvim yılı için ikmalen gelir vergisi salınıp, kaçakçılık cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi davacının 17.10.1990 gününde gayrımenkul ipoteği karşılığında 1.5.1991 tarihinde ödenmek üzere 25.000.000 lirayi borç olarak verdiği, borç verdiği ikişi ile aralarında yakın akrabalık bağı veya ticari ilişki bulunmadığı, bu işlem nedeniyle elde edilen faiz gelirini beyan etmek amacıyla verilen beyannameye ihtirazi kayıt konulmadığıda ihtilafsız bulunduğundan bu işlem karşılığında faiz almadığı ve faiz gelirini, parayı verdiği tarihte elde etmediğine ilişkin iddialarınyerinde görülmediği, dolayısıyla salınan cezalı vergilerin yasal olduğu, ancak ipotek işlemi sırasında ödenen tapu harcının menkul sermaye iradından düşülmesi ve davacıya vergi kaçırma kastı izafe edilemeyeceğinden kusur cezası uygulanması gerektiği gerekçesiyle matrahın azaltılmasına, cezanın kusur cezasına çevrilmesine karar verilmiştir. Vergi dairesince ve yükümlüce karırın bozulması istenmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 75.maddesinde; "sahibinin ticari,zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır" denilmektedir. Menkul sermaye iradında gelirin elde edilmesi, gelirin ekonomik yönden tasarruf edilebilmesi şartına bağlıdır. Bunun için de ödemeyi yapacak olanın geliri sahibinin emrine hazır bulundurması gerekmektedir. Davacının, 1990 takvim yılında bu yıl geliri olarak beyan ettiği tutardan fazla faiz geliri elde ettiği saptanmamıştır. Yukarıda açıklanan ilkeye göre, menkul sermaye iradı nedeniyle bulunan bu gelirin,
borcun verildiği tarihte, vade tahakkuk etmeden elde edildiğinin kabulü mümkün değildi. İhtirazı kayıtla beyanname verilmemiş olması beyan edilen verginin dava konusu edilmesini engellerse de beyana dahil edilmeyen tutar hakkında dava açılmasını ve açılan davanın incelenmesini engellemez. Buna rağmen davacının 1990 takvim yılında elde ettiğini kabul ederek beyan ettiği faiz geliri üzerinde vade tarihine göre hesaplanıp istenen vergi ve cezanın tasdikinde isabet görülmemiştir.
Vergi dairesince temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ise vergi mahkemesinin dayandığı gerekçe karşısında kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Bu nedenlerle, ...Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dayanağı bulunmayan Vergi Dairesi temyiz isteminin reddine karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.