23. Hukuk Dairesi 2014/4043 E. , 2015/2582 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 30.06.2007 tarihinde imzalanan "Sistem Kullanım Anlaşması"nın 30.06.2010 tarihinde revize edildiğini, bunun yanında 23.06.2008 tarihli "Bağlantı Anlaşması"da bulunduğunu, davalı şirketin müvekkiline 29.04.2013 tarihli faturaya konu 2010 Şubat dönemi sistem kullanım cezası açıklaması ile 18.250,20 TL bedelli ceza faturası gönderdiğini, davalıya ihtarname ile fatura bedelinin kabul edilmediği bildirilerek fatura aslının iade edildiğini, davalının da cevabi ihtarname ile fatura aslını müvekkiline iade ettiğini, 2010 yılına ait bir cezanın 2013 tarihli faturaya konu edilmesi nedeniyle zamanaşımına uğradığını, fatura ve muhteviyat çizelgesinde belirtilen ihlâlin aylık periyotlar dikkate alındığında gerçekleşmediğini, ihlâlin ne şekilde tespit edildiğinin belirsiz olduğunu ve bu konuda kendilerine bir belge tebliğ edilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmeler uyarınca herhangi bir ihlâl sebebiyle cezai şart uygulanabilmesi için kullanıcıya yazılı bir uyarıda bulunulması ve bu uyarıda ihlâlin ortadan kaldırılması için kullanıcıya makul bir süre tanınmasının zorunlu olduğunu, bu hususun yerine getirilmemesi nedeniyle ceza faturasının esas ve usule aykırı olduğunu, bunun yanında ceza miktarının da fahiş olduğunu ileri sürerek, davaya konu faturadan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, borçlu olduğu kanaatine varılır ise fahiş ceza faturasının tenkisini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre oluşan ihlâl nedeniyle yapılan hesaplamanın mevzuata uygun olduğunu, Sistem Kullanım Anlaşması"nın 10. maddesinde düzenlenen bazı ihlâllerin süreklilik arzeden ve dolayısıyla düzeltilebilecek ihlâller olmadığını, gerçekleştiği anda sona eren ihlâller olduğundan somut olay yönünden önceden uyarı yapılmasının sonuca etkili olmadığını, sözleşme nedeniyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleşmediğini, sayaç okumaları için herhangi bir “sayaç okuma tutanağı” düzenlenmesine mevzuat ve uygulamalar dikkate alındığından gerek olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı şirket tarafından sözleşmede düzenlenen ihlâlin gerçekleştiği saptanmış ise de; gerek enerji mevzuatında yapılan değişiklikler gözetilerek davacıya işletmesinde gerekli teknik değişiklikleri yapması için uygulama öncesi bir süre verilmesinin teknik bir gereklilik olması, gerekse de akdedilen Bağlantı Anlaşması"nın 16. maddesi ve Sistem Kullanım Anlaşması"nın 10. maddesi uyarınca ihlâl halinde ceza uygulanabilmesi için davalı tarafça uyarı yapılması .../...
ve ihlâlin ortadan kaldırılması için süre verilmesinin ön şart olduğu, ancak davalının davacıya herhangi bir uyarıda bulunmadığı ve süre vermediği, dolayısıyla ceza faturası düzenlenmesi için gerekli ön şartın yerine getirilmediği, bu nedenle davalının dava konusu fatura nedeni ile herhangi bir borcunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davaya konu faturadan dolayı davacının davalıya borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşmasının cezai şartlar kısmını düzenleyen 10. maddesi, "Kullanıcının ilgili mevzuat, taraflar arasında imzalanan Bağlantı Anlaşması ve bu Anlaşma hükümlerinin herhangi birini ihlâl etmesi, söz konusu ihlâli TEİAŞ"ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda ... aşağıda belirlenen cezai şartları uygulayacaktır. ...ın uğradığı zararlar ayrıca tazmin edilecektir." hükmünü içermektedir. Hangi ihlâlin hangi cezayı gerektireceği ve hesap şekli, bu 10. madde hükmü sonrasında tablo halinde sıralanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu ihlâl, bu tabloda, "İletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişilerin İletim Sisteminin her bir ölçüm noktasında çekecekleri endüktif reaktif enerjinin/verecekleri kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması" olarak tanımlanmış olup, tabloda bu ihlâlin karşısında, " kullanıcının o ayki sistem kullanım fiyatına göre hesaplanan bedelin %50"si oranında ceza uygulanır. Ceza 00.00-24.00 saatleri arasında bir defadan fazla uygulanmayacaktır. " şeklinde ceza yaptırımına yer verilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırıldığı üzere, kullanıcı davacı tarafından iletim sisteminin her bir ölçüm noktasında çekeceği endüktif reaktif enerjinin/vereceği kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması durumunda, davalı ... tarafından uyarıda bulunulması, uyarıya verilen süreye rağmen ihlâlin sona erdirilmemesi durumunda ikinci bir uyarı yapılmasına ve süre verilmesine gerek kalmaksızın cezai şartın uygulanması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı ... tarafından ilk ihlâlin gerçekleşmesi durumunda, sözleşmeye uygun bir uyarının yapıldığı yönünde herhangi bir savunma ileri sürülmemiştir.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.