3. Ceza Dairesi 2017/3574 E. , 2017/7529 K.
"İçtihat Metni"
Nitelikli kasten yaralama suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/1, 87/3, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, Nazilli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2012 tarihli ve 2012/267-918 sayılı kararının, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 03/12/2014 tarihli ve 2014/22176 esas, 2014/40149 sayılı ilamı ile düzeltilmek suretiyle onanarak kesinleşmesini müteakip, sanık tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin aynı Mahkemenin 12/08/2015 tarihli ve aynı sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair mercii Nazilli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/09/2015 tarihli ve 2015/474 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı"nın 21.04.2017 tarih ve 2017/3124 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 04.05.2017 tarih ve 2017/27087 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre; sanığın müşteki ..."in burnunu kırmak suretiyle yaraladığından bahisle nitelikli kasten yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, yargılama sırasında şikayetinden vazgeçen ve katılma talebinde bulunmayan mağdur ..."in vermiş olduğu temyiz dilekçesinde yargılama sırasında sanık hakkında asılsız isnatlarda bulunduğunu, kavga sırasında sanığa kafa atması neticesinde burnunun kırıldığını ifade ettiği, mağdur ... hakkında işbu yargılama konusu dosyada asılsız isnadlarda bulunduğu gerekçesiyle iftira suçundan Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/05/2013 tarihli ve 2013/179-177 sayılı kararı ile cezalandırılmasına karar verildiği cihetle, sonradan ortaya çıkan bu durumun sanık hakkında beraat ya da daha az cezayı gerektiren nitelikte yeni bir delil olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nin 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hakim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hakimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı Kararı da bu doğrultudadır.)
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay incelendiğinde; mahkeme sanığı mağduru yaralama suçundan 5237 sayılı TCK"nin 86/1, 87/3, 29, 62. maddeleri gereğince cezalandırma yoluna gitmiştir. Hükmün sanık tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 3. Ceza Dairesi 03.12.2014 gün ve 2014/22176 Esas, 2014/40149 Karar sayılı ilamı ile hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, bu kararda yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak ileri sürülen tüm hususlar incelenmiştir. Böylece hüküm temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiş ve daha sonradan yargılamanın yenilenmesine neden olacak hiç bir sebep gerçekleşmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nin 309. maddesi koşullarını taşımayan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE; dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 31.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.