11. Hukuk Dairesi 2015/12281 E. , 2017/295 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 30/06/2015 tarih ve 2014/28-2015/131 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken humk"nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı adına tescil edilen ""..."" ibareli markanın müvekkilinin tanınmış ""...."" ibareli markaları ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu, yine, davalı tarafça markanın üzerinde kullanıldığı ürünlere ait ambalajların/ambalaj kutularının/stick paketlerin müvekkiline ait olan ve piyasada yaygın olarak bilinen stick paket ve kutu ambalajları ile ayniyet yaratacak kadar benzer olduğunu, davalı kullanımlarının müvekkili marka hakkına tecavüz ettiği gibi haksız rekabet yarattığını belirterek davalı markasının hükümsüzlüğüne, davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yaratan kullanımlarının tespiti ile davalının haksız rekabetinin men"ine, maddi durumun ortadan kaldırılmasına, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraf markalarının benzer olmadığını, iltibas tehlikesi bulunmadığını, markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin sakız ürünlerinde kullanılmak üzere davaya konu markayı ""..."" ve "" ...."" anlamlarına gelen iki kelimeyi birleştirmek suretiyle ""..."" şeklinde tescil ettirdiğini, davacı markasının tanınmış marka olarak kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu markaların esas unsurlarının “...” olup, birbirleri ile aynı olduğu, markaları oluşturan unsurlarda meyve çeşitleri ile ilişkili renkler kullanıldığı, yazı stillerinin aynı olduğu, markaları oluşturan unsurlar olan ambalaj, renk, ve şeklin bir araya getiriliş pozisyonlarının benzer olduğu, davalı kullanımlarının davacının ayırt edici niteliği haiz tescilli ambalaj markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, hitap ettiği tüketici kitlesi aynı olan ürünler olmaları nedeniyle de tüketici nezdinde iltibasa mahal verecek nitelikte olduğundan davacı marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, TTK’nın 55/1(a)-5 hükmüne göre ambalajın taklidinin üretilmesi ve piyasaya sürülmesinin haksız rekabet teşkil edeceği ancak, somut olayda davalının eyleminin haksız rekabet düzenlemesine göre daha özenli çalışma olan 556 sayılı
KHK kapsamında tecavüz teşkil ettiğinden sadece ... nezdinde tescilli davacıya ait ambalajı içerir markanın davalı tarafça benzerini kullanma hususu olduğundan haksız rekabet teşkil etmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, haksız rekabetin tespit ve men"ine ilişkin talebin reddine, davalının marka hakkına tecavüz ettiğinin tespitine, davalının tanıma vasıtası kullanmak suretiyle imal edip, satışa sunduğu dava konusu marka ve ambalajın ticari gaye ile bulunduğu yerlerden toplatılmasına, her cins etiket, ambalaj, ticari evrak, basılı madde ve vasıtaların kaldırılması, toplatılması, imha edilmesi, imalat ve satışının önlenmesine ve hükmün ilanına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, marka hükümsüzlüğü, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i ve hükmün ilanı istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davalı eyleminin haksız rekabet düzenlemesine göre daha özel bir düzenleme olan 556 sayılı KHK kapsamında tecavüz teşkil ettiğinden ve somut olayda yalnızca ... nezdinde tescilli davacıya ait ambalajı içerir markanın davalı tarafça benzerini kullanma hususunun haksız rekabet eylemini oluşturmadığı gerekçesi ile haksız rekabete dayalı istemlerin reddine karar verildiği belirtilmiş ise de, ilke olarak, aynı eylem sonucu bir kişinin birden fazla fikri ve sınai mülkiyet haklarına tecavüz edilmesi halinde, söz konusu tecavüzler esasen, BK"nın 41 ila 66. maddelerinde kaynağını bulan haksız fiil sorumluluğunun özel yasalarda düzenlenen halini oluşturduğundan, böyle bir durumda hak sahibi ihlal olunan her hakkı için ayrı ayrı talepte bulunabilir. Başka bir deyişle, bu halde ihlal olunan haklar yarışır ancak tazminat talepleri yığılmaz. Bu itibarla, mahkemece yukarıda da belirtildiği üzere hak sahibinin ihlal olunan her hakkı için ayrı ayrı talepte bulunabileceği ve 6762 sayılı TTK"nın 56 vd. maddeleri uyarınca da, başkasının iş mahsüllerinin iltibasa yol açacak derecede ve haksız kullanılması halinin de haksız rekabet oluşturacağı nazara alınarak, somut olayda davalı eyleminin haksız rekabet teşkil edip etmeyeceği hususunda değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile haksız rekabete dayalı taleplerin reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 17/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.