17. Hukuk Dairesi 2017/3265 E. , 2019/10210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 31.03.2010 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve ... poliçesi ile sigortacısı oldukları aracın davacının sürücüsü olduğu araca çarpması sonucu davacının malul kaldığını, sigorta şirketince 29.330,00 TL ödeme yapılmışsa da bunun yeterli olmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere sakatlık nedeniyle 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan, 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili; 28.01.2014 tarihli celsede davalı ... aleyhine açmış oldukları davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davacı vekili; 04/02/2015 tarihli dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin dava değerini 74.688,17 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, davalı şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, davacıya yapılan ödeme ile tüm zararlarının karşılandığını,
davacının kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, davacının sürekli maluliyet durumunu, zararını ve davalı şirkete sigortalı tarafın kusurunu ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; duruşmadaki beyanında aleyhine açılmış olan davayı kabul etmediğini, aracını olay tarihinde ..."ya emanet verdiğini ve Yasin"in kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı ... bakımından açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davacının maddi tazminat talebinin kabulüyle 74.688,17 TL tazminatın davalı ... A.Ş. bakımından 16/04/2010 tarihinden davalı ... bakımından kaza tarihi olan 31/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... bakımından poliçedeki limitlerle sınırlı olmak kaydıyla müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının manevi tazminat talebinin davalı ... A.Ş. bakımından reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüyle 3.000,00 TL"nin kaza tarihi olan 31/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."ten tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
BK"nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar, olay tarihi, tarafların kusur durumları gibi hususlar da dikkate alındığında, davacı için takdir edilen manevi tazminatın çok az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 06/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.