21. Hukuk Dairesi 2015/10227 E. , 2016/3585 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 31.07.2003 tarihinde meydana gelen iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 47.306,18 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline ve davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, Maluliyet Daire Başanlığı"nın düzeltilen raporunda ve Yüksek Sağlık Kurulu"nun kararlarında davacının sürekli iş göremezlik oranının % 9,3 olduğunun tespit edildiği, davacı tarafça açılan maluliyet tespiti davasında (İzmir 9. İş Mahkemesi"nin 2009/98 esas 2010/145 karar sayılı) tarihli kararlarında sürekli iş göremezlik oranının % 9.3 olduğunun tespit edildiği, 06.04.2011 tarihli dava dilekçesi ile 500,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesinin talep edildiği, 02.05.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminatın 53.375,42 TL olarak artırıldığı, davalı vekilinin ıslah dilekçesine karşı 23.06.2014 tarihinde zamanaşımı defiinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Sürekli iş göremezlik nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi amacıyla açılan maddi ve manevi tazminat davalarında zamanaşımı süresi 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 125. ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddeleri gereğince 10 yıldır. Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim, gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir. Somut olayda değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı ortadadır.
Hal böyle olunca, davacı tarafından maddi tazminattın ıslahen artırılması üzerine, süresi içerisinde davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def"ilerinin kabul edilerek ıslahen istenilen maddi tazminat miktarının zamanaşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ıslahen istenilen miktarı da kapsar biçimde maddi tazminat talebinin kabulü ile birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
07.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.