11. Hukuk Dairesi 2019/2207 E. , 2020/267 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/12/2017 tarih ve 2015/487 E. - 2017/484 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 22/02/2019 tarih ve 2018/792 E. - 2019/177 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, “Bifa Cake Treats+ Şekil” ibaresini, 30. sınıfta yer alan bir kısım emtia bakımından marka olarak tescil ettirmek için davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, 2013/106145 kod numarası alan başvuruya davalı şirketçe, kendisine ait 2010/06935, 2010/06938, 2011/16920 ve 2011/18316 sayılı ve “Browni İntense+Şekil” ve “Adicto İntense+Şekil” ibareli markalar mesnet gösterilmek suretiyle yapılan itirazın TPMK YİDK tarafından kabul edildiğini ve müvekkilinin marka başvurusunun reddine karar verildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, davaya konu YİDK kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davacının 2013/106145 sayılı BİFA CAKE TREATS markasının müvekkilinin BROWNİ İNTENSE ve ADİCTO İNTENSE esas unsurlu markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, bu benzerliğin iltibasa neden olduğunu, müvekkili ile adeta bütünleşmiş kek görselinin fark edilmeyecek derecede ufak değişiklikler yapılarak davacının markasında kullanıldığını ve bu hususun ambalajların/şekil unsurunun birebir aynı olmasına neden olup davacının kötü niyetli olduğunu ve bu durumun müvekkil şirketin itibarını sarsacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, alınan ilk raporun marka hukukuna uygun olmadığı, açık gözle görünen farklılıklara rağmen hiç gerekçesiz olarak ambalaj şeklinin benzer bulunduğu için hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı, davacı markasındaki sözcük unsurları ile redde mesnet markalardaki sözcük unsurlarının farklı bulunması sebebiyle taraf markalarındaki uyuşmazlığın temelinde markalardaki şekil unsurlarının yer aldığı, “sözcük + ambalaj içerisinde yer alan ürün görseli” unsurlarının dikdörtgen bir forma sahip ambalaj üzerindeki sıralanışının bilinen bir ambalaj yerleşimi olduğu, taraf markalarını oluşturan sözcüklerin yazımında kullanılan fontların birbirinden farklı bulunduğu, davalıya ait şekil markalarında yer alan görsellerdeki keklerin, tüm dünyada mutat hale gelmiş dikdörtgen form yapısına sahip kekler olduğu, dava konusu marka üzerinde yer alan sözcük unsurları ile davalı markalarında yer alan sözcük unsurları da bir arada ele alınmak suretiyle taraf markalarının görsel mizanpajlarının genel itibariyle birbirleri ile benzer olarak nitelendirilmelerini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı, fonetik ve anlamsal bir benzerlik olmadığı, dava konusu marka başvurusu ile davalı yanın YİDK aşamasındaki itirazlarına mesnet tuttuğu markalar arasında 556 s. KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca benzerlik ve iltibasın mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, TPMK YİDK’in 30/10/2015 tarih 2015-M-10167 sayılı kararının Eti AŞ ile ilgili kısım yönünden iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı şirket ve davalı kurum vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 13/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.