1. Hukuk Dairesi 2016/9719 E. , 2017/800 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, ortak mirasbırakanları ...’in maliki olduğu 2983, 2835 ve 2104 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar ile bir traktörünü mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla gayrı resmi birlikte yaşadığı davalı Sebahat ile Sebahat’ten olma Ali’nin eşi davalı ...’ye temlik ettiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kayıtları ile traktörün tescil kaydının iptalini ve muris ...’in mirasçıları adına tescilini istemişlerdir.
Davalılar, iddianın yersiz olduğunu, temliklerin bedeli karşılığında olduğunu, murisin mal kaçırma amacının bulunmadığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin karar, Dairece; ‘’ Gerçekten de, menkul niteliğinde olan traktör yönünden, muvazaa iddiası ile açılan davada; 1.4.1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı gözetilmek suretiyle reddedilmiş olması doğrudur. Davcıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine. Ancak, eksiğin tamamlanması yolu ile getirtilen kayıt ve belgeler incelendiğinde, çekişme konusu 2983 ve 2035 nolu parsellerin öncesinin muris adına kayıtlı olduğu görülmekte ise de, dava konusu diğer taşınmazlara ait tüm kayıtlar getirtilerek taşınmazların murisin temliki ile mi tedavül gördüğü yönünden mahkemece hükme elverişli olacak nitelikte yeterli bir araştırma yapılmamıştır.... Hal böyle olunca yukarıda değinilen ilkelerde gözetilmek suretiyle çekişmeli taşınmazlara ilişkin tüm kayıtların ve bunların intikallerine esas tüm akit tablolarının getirtilmesi, ara malik durumunda olan kişilerin muvazaa olgusunu bilebilecek durumda olup olmadıklarının araştırılması tarafların bildirecekleri tüm delillerinin toplanması, gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, Dairece; ‘’ Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde işin esası bakımından karar verilmiş ise de, davada tüm mirasçılar adına tescile karar verilmesi istenilmiş, dava dışı mirasçılar bulunmasına karşın Daire"nin önceki bozma kararında bu hususa değinilmemiş olması, anılan hususun kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle usuli kazanılmış hak doğurmaz....Somut olayda,elbirliği ( iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortaklar Rabia ve Ali"nin olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K."nun 640.maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, kabule göre de, TMK."nun 28.maddesi hükmü gereğince, ölüm ile hukuki şahsiyetin son bulacağı gözetildiğinde, ölü kişi adına tescil kararı verilmiş olması da isabetsizdir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile çekişme konusu 2983 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline ve murisin mirasçıları adına tesciline, diğer parsellere yönelik davanın ise reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekilleri ve dahili davacı ... ile davalılar ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalılar .... vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazları ile davada tereke temsilcisi atanmakla davacıların taraf sıfatı sona erdiğinden davacılar vekili ile dahili davacı ...’nin temyiz hakları bulunmadığından temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine.
Davalılar ...vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca iptal ve tescil davalarında dava değerinin taşınmazın değeri olduğu ve harcı tamamlanan değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği açıktır.
Ancak, somut olayda dava 1.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açılmış, davası kabul edilen çekişme konusu 2983 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki değerinin 74.432,19 TL olduğu keşfen tespit edilmiş, ancak anılan bu değer üzerinden harç ikmali yapılmadan sonuca gidildiği anlaşılmıştır.
Öyleyse, davacılar yararına harçlandırılan 1.000,00 TL üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte ise de; hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 12. maddesi gözetilerek davacılar yararına hükmedilecek vekalet ücreti maktu vekalet ücretinin altında kalamayacağından davacılar yararına 1.500,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken harcı tamamlanmayan değer üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün ( 9. ) ve ( 10. ) bentlerinde yazılı ‘’ 8.354,57 TL ‘’ ibarelerinin çıkarılmasına, yerine ‘’ 1.500,00 TL ‘’ ibarelerinin yazılmasına, davalılar Sebahat ve Fadimana vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı H.M.K."nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı 6,20 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz eden davalılara geri verilmesine 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.