14. Hukuk Dairesi 2017/2976 E. , 2017/5302 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 09.10.2013 gününde verilen dilekçe ve birleştirilen davacı vekili tarafından 01.07.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 18.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ve davacı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 28.03.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R
Dava ve birleştirilen dava önalım hakkına konu edilen payın iptali ve davacı adına tescili isteğine ilişkindir.
Davacı ... ve birleştirilen dosya davacısı Nuriye, paydaş olduğu 177 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 1/7 payının 06.09.2013 tarihinde satış yoluyla davalıya devredildiğini, bildirim yapılmadığını, önalım haklarını kullanmak istediklerini belirterek, davalı adına kayıtlı payın adına tescilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne 1/14 payın davacı ..., 1/14 payın davacı ... adına tesciline karar vermiştir.
Hükmü, davacı ... vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisini veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile de kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir.
Somut olayda; Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları, davacı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.06.1947 tarihli 1947/5 E., 1947/18 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince önalım hakkını kullanan paydaşlar pay oranları ne olursa olsun önalım hakkına konu paydan eşit oranda yararlanırlar. 6100 sayılı HMK’nın 65. maddesi uyarınca asli müdahale yoluyla veya diğer paydaşların açtığı önalım davasının HMK’nın 166. maddesi uyarınca davaların birleştirilmesi yoluyla davaya diğer paydaşların katılması halinde, eğer asli müdahale talebi veya birleştirilen dava süresi içinde açılmışsa o paydaşlar da önalıma konu paydan eşit oranda yararlanırlar.
Önalım bedeli olan 5.305 TL"nin tamamı davacı ... tarafından depo edilmiş, mahkemece davacı ... tarafından önalım bedelini depo ettirilmemiş, hükümde davacı ... tarafından önalım bedeli olarak depo edilen 5.305,00 TL"nin 1/2"si olan 2.652,50 TL"nin birleştirilen dosya davacısı ..."dan alınarak davacı ..."ya verilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle, dava konusu payın tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından oluşan önalım bedelinin yarısının hükümden önce depo edilmesi için davacı ..."ye uygun bir süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Ayrıca yargılama giderleri davada haksız çıkan, yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilmelidir. Eğer davayı kazanan taraf davayı bir vekil aracılığı ile takip etmişse haksız çıkan (davayı kaybeden) taraf yargılama gideri olarak vekalet ücreti ödemeye de mahkum edilir. Dava konusu payın tamamının iptali ile davacılar adına eşit oranda tesciline karar verildiğinden davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1). bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2). bentte yazılı nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı ..."ya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.