3. Hukuk Dairesi 2017/3761 E. , 2018/10305 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya ait ... köyü, ... mevkiinde bulunan tarlasını pancar ekmek için 2007 yılında 4.000 TL bedel ile kiraladığını, davalı tarafça taşınmazın 70 dekar olduğu beyan edildiğinden güvenerek tarlayı ölçmeden kiraladığını, sonradan davalının tarlasını ölçtüklerinde ise tarlanın 58 dekar olduğunu tespit ettiklerini, tarlanın 12 dekar eksik teslim edilmesinden dolayı 60 ton eksik pancar elde ettiğini, 60 ton pancar kaybı karşılığı olmak üzere 9.000 TL" nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde; davalının yerleşim yeri olan ... mahkemelerinin yetkili olduğunu savunarak, yetkisizlik kararı verilmesini dilemiştir.Mahkemece, ... Sulh Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın yetkisizlik nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde; "bir davada genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “Sözleşmeden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. maddesine göre; “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” 6098 Sayılı TBK’nun 89. maddesinde; " Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa,aşağıdaki hükümler uygulanır;
1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,
2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,
3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir." düzenlemeleri mevcuttur. Bu yerlerden birinde dava açması konusunda davacının seçimlik hakkı vardır. HMK" nın 6. ve 10. maddesinde düzenlelen her iki yetki kuralı da seçimlik yetkiye ilişkin olup, kesin yetki kuralı değildir. Bu nedenle, mahkemenin yetkisiz olduğu yargılamanın her aşamasında ileri sürülemez ve mahkemece de re"sen dikkate alınamaz. Kesin yetkinin olmadığı hallerde HMK "nın 116/1-a hükmü uyarınca yetki itirazının cevap süresi içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Davalı, cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunmazsa, daha sonra ileri sürülemez ve dava yetkisiz mahkemede görülmeye devam eder.Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı kiraya verenin ... , davacı kiracının... ve kiralanan taşınmazın da ... mülki sınırlarında bulunduğu ve davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Dava dilekçesinde davacı kiracının talebi, kiralanan tarlanın 12 Dekar eksik teslim edildiği ve bu yüzden eksik ürün elde edilmesi nedeniyle 9.000 TL" nin tahsiline karar verilmesidir. Açıklanan yasa hükümleri doğrultusunda somut olaya bakıldığında; taraflar arasında imzalanan 25.10.2007 tarihli sözleşmeye göre ... mülki sınırları içerisinde bulunan tarlanın davacıya kiralandığı, davacının iddiasının; davalı tarafından taşınmazın eksik yüzölçüm ile teslime ilişkin olduğu, TBK’nun 89/1-3 uyarınca davalı kiraya verenin, kira konusunu kiracıya teslim borcunu taşınmazın bulunduğu ... mülki sınırlarında yerine getireceği anlaşılmakla sözleşmenin ifa yeri de burasıdır. Bu durumda HMK’nun 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer olan ... Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılabilir. Öyle olunca mahkemece işin esası incelenerek sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.