Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/307 Esas 2018/1334 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/307
Karar No: 2018/1334
Karar Tarihi: 02.05.2018

Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/307 Esas 2018/1334 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2018/307 E.  ,  2018/1334 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma
    Hüküm : 1-Sanık ... hakkında; TCK"nın 302/1,
    3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62, 53, 58/9, 63.
    maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf
    başvurusunun esastan reddi,
    2-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında;
    TCK"nın 302/1, 31/3, 62, 63. maddeleri uyarınca
    mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun
    esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    1-Suça sürüklenen çocuk ... yönünden;
    Kırsaldaki silahlı terör örgütü mensupları ile irtibata geçerek şantiye alanındaki iş makinaları ve araçları yakarak zarar veren suça sürüklenen çocuğun eyleminin, TCK"nın 302. maddesinde yazılı, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunun amacına yönelik olarak vahamet arz eden nitelikte bulunmadığı ancak; suça sürüklenen çocuğun savunması, tanık beyanları, tape kayıtları ve tüm dosya kapsamına göre silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde olduğu anlaşılan ve kırsaldaki örgüt mensuplarının talimatları doğrultusunda hareket eden suça sürüklenen çocuğun eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-Sanık ... yönünden;
    Sanığın, kırsaldaki silahlı terör örgütü mensuplarının talimatı üzerine şantiye alanındaki iş makinaları ve araçlarına yakarak zarar verilmesi eyleminin, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunun amacına yönelik olarak vahamet arz eden nitelikte bulunmadığından TCK"nın 302. maddesinde yazılı suçu oluşturmayacağı gözetilerek, sanığın savunmasında, polis ve jandarma görevlilerine terör örgütü ile ilgili bilgiler aktardığını bildirmesi karşısında, istinaf aşamasından sonra sanık müdafii tarafından dosyaya ibraz edilen ve bu dosyaya konu olaya ilişkin olduğu anlaşılan bylock yazışma içeriklerinde belirtilen hususların doğru olup olmadığı, savunmayı doğrular nitelikte bulunup bulunmadığı araştırılıp, gerekirse adı geçen polis memurlarının tanık olarak dinlenmesi suretiyle, sanığın emniyet ve jandarma görevlileri tarafında istihbarat elemanı/muhbir olarak kullanılıp kullanılmadığı belirlenip, savunmanın aksinin ispatlanamaması durumunda, gerçekleştirilen dayanak eylemin suç teşkil etmesi sebebiyle, sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçunu oluşturacağı düşünülebilir ise de, sanığın silahlı terör örgütü adına ve yararına hareket etmek kastıyla eylemi gerçekleştirmediği nazara alındığında unsurları itibarıyla oluşmayan suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı, sanık ve suça sürüklenen çocuk müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükümlerin BOZULMASINA, suça sürüklenen çocuk ..."a verilen ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alındığında tahliye talebinin REDDİNE, sanık ..."ın tutuklulukta geçirdiği süre ve bozma gerekçelerine göre TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değil ise DERHAL SALIVERİLMESİ için ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 02.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    TEFHİM ŞERHİ:
    02.05.2018 tarihinde verilen iş bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı ... ... huzurunda, duruşmada savunma yapmış bulunan sanık ... müdafileri ... ve Av. ... ... ile sanık ... müdafii Av. ...’in yokluklarında, 16.05.2018 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.