11. Ceza Dairesi 2016/12509 E. , 2017/1724 K.
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 14.11.2016 gün ve 2016-10227 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 24/11/2016 gün ve 2016/391195 KYB. sayılı ihbarnamesi ile;
Resmi belgede sahtecilik suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 31/03/2016 tarihli ve 2015/92049 soruşturma, 2016/17151 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/05/2016 tarihli ve 2016/1340 değişik iş sayılı kararının “5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda, müştekinin 16/11/2015 tarihli emniyette verdiği ifadesinde yer alan, kardeşi olan şüpheli ile aralarında husumet olması sebebi ile müştekinin herhangi bir senet vermediği ve imzalamadığı halde, şüpheliye olan borcu karşılığında 24/02/2014 ödeme tarihli 5.500.000,00 TL. bedelli senet verdiğinden ve borcunu ödemediğinden bahisle müştekinin hesaplarına haciz konulduğu ancak bu kadar büyük bir parayı şüpheliden almadığı, bu paranın bir anda temin edilmesinin imkansız olduğu ve şüphelinin geçmişe dayalı hesapları incelendiğinde böyle bir nakdi varlığının olmadığının anlaşılacağı, ayrıca anılan senedin de matbu bir senet niteliğinde olmayıp, A4 kağıda atılan açığa imzanın üzerinin sonradan doldurulması şeklinde olduğu yönündeki iddiaları karşısında; şüphelinin yeniden ayrıntılı beyanına başvurulup, borç verildiği iddia olunan paranın elden mi banka aracılığıyla mı verildiği, hangi tarihte hangi yolla paranın el değiştirdiği sorularak buna göre ilgili banka hesaplarındaki hareketlilik sorgulanıp, şüphelinin senedin düzenlendiği tarihte 5.500.000,00 TL. borç verebilecek maddi durumunun olup olmadığı hususu ile geçim kaynağı hakkında etraftan sorularak kolluk marifetiyle ayrıntılı bir şekilde sosyal ekonomik durum araştırması yapılıp ve taraflar arasında görülmekte olan başka dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile yetinilmeyip mümkünse imza yaşının da tespitini sağlayacak şekilde yeniden imza incelemesi yaptırılarak sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği, anlatılan araştırmalar yapıldıktan sonra imzanın müştekiye ait olduğunun tespit edilmesi halinde ise, müştekinin böyle bir senet vermediği iddiası karşısında resmi belgede sahtecilik değil ancak açığa imzanın kötüye kullanılması suçuna vücut verebileceği hususları gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 31/03/2016 tarih 2015/92049 soruşturma, 2016/17151 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İzmir 2 Sulh Ceza Hakimliğinin 05/05/2016 tarih ve 2016/1340 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.03.2017 günününde oybirliğiyle karar verildi.