Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1562
Karar No: 2019/7491
Karar Tarihi: 16.10.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/1562 Esas 2019/7491 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/1562 E.  ,  2019/7491 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
    No : 2016/211-2017/9
    Mahkemesi : Bakırköy 4. İş Mahkemesi
    No : 2014/302-2016/263

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekillerince tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili; kurum sigortalısı ..."ın davalı işyerinde çalışmakta iken 22.06.2010 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle sürekli iş göremez durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir, geçici iş göremezlik ödemesi ve tedavi masraflarından oluşan kurum zararının tahsilini talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde dava konusu iş kazasının, 22.06.2010 tarihinde meydana geldiğini, talep edilen miktarların zaman aşımına uğradığını, davalı şirketin, meydana gelen iş kazasını kapsayan dönemde, ... Sigorta Anonim Şirketi nezdinde işveren mali sorumluluk sigortasının bulnduğunu, davanın bu sigorta şirketini ihbar edilmesi gerektiğini, Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2013/255 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, kazanın sigortalının tamamen kendi dikkatsizliği ve kusurlu eylemi sonucu meydana geldiğini, davalı şirketin. kazanın meydana gelmemesi için gerekli önlemleri aldığını ve işçilerine gerekli eğitimi verdiğini, davacı tarafından talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2013/255E-2014/317K sayılı dava dosyası celp edilmiş, davaya konu olayla ilgili olarak görülen tazminat davasında sigortalının % 30, davalı-işverenin %70 kusur oranında kusurlu olduğunun belirlenmesi üzerine bu kusur oranları üzerinden gerçek zarar hesap raporuna dayalı olarak, davalının kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi gereğince kusur oranları nispetinde sorumluluğu ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    Davacı vekili; davalı işverene verilen %70 kusur oranının yetersiz olduğunu, davalının iş güvenliği tedbirlerini almadığını, sigortalıya yüklenen %30 kusur oranının fazla olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
    Davalı vekili; kazanın meydana gelmesinde davalı şirketin kusurunun bulunmadığını, kazanın sigortalının dikkatsizliği nedeniyle meydana geldiğini, davalı şirketin gerekli iş güvenliği tedbirlerini aldığını, ıslah dilekçesine karşı zaman aşımı itirazlarını sunmalarına rağmen, dikkate alınmadığını, Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2013/255 Esas sayılı dosyasında davalı şirkete verilen kusur oranının fahiş olduğunu, yeniden kusur incelemesi talep etmelerine rağmen taleplerinin reddine karar verildiğini, keşif taleplerinin değerlendirilmediğini, savunma hakkının kısıtlandığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Davanın kabulüne dair mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından; davacı Kurum ve davalı vekilinin başvurusunun 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 bendi uyarınca ayı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı SGK vekili, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müteveffanın kusurunun olmadığını belirterek kararın temyiz incelemesi ile bozulmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, atfedilen kusurun hatalı olduğunu, belirterek kararın temyiz incelemsi ile bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-Davacı Kurum, 22.06.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda sürekli iş göremez durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir, geçici iş göremezlik ödemesi ve tedavi masraflarından oluşan kurum zararının davalıdan tahsilini talep etmiş olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 21. maddesidir.
    Kusur raporlarının, 5510 sayılı Yasa, 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2. ve devamı maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
    Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporları ile ulaşılan sonuçlar, rücu davasında Kurumun taraf olmaması nedeniyle bağlayıcı nitelikte bulunmamakta ise de işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilmektedir. Nitekim bu husus, Yargıtay"ın yerleşmiş ve kökleşmiş görüşleri ile de kabul edilmiş bulunmaktadır.
    Dosya kapsamından, Mahkemenin ayrı bir kusur raporu almayarak tazminat dosyasında belirlenen kusur oranlarına göre karar verdiği anlaşılmaktadır. Dava konusu iş kazasında, sigortalının, işyerindeki bir tarak makinasına sıkışan elyafın temizlenmesinden sonra makinanın kontrol için boşta çalıştırılması sırasında makinadan ses geldiğini fark etmesi üzerine sesin geldiği yeri tespit etmek için makinanın altına girdiğinde karanlık ortamda, koruma kapağı olmayan makinanın alt kısmında sol kolunu silindire kaptırarak %46 oranında sürekli iş göremez durumuna girdiği anlaşılmış olup gerek olayın oluş şekli gerekse olay ile ilgili düzenlenen 14.06.2011 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Denetmen Raporunda sigortalının gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle sigortalı hakkında 5510 sayılı Yasanın 22. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin uygulanması gerektiği yönündeki tespite göre sigortalının kusurunun daha fazla olması gerektiği anlaşılmaktadır. Buna göre Mahkemece, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda uzman olan bilirkişi heyetinden oluşa uygun kusur raporu alınmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi