Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- Suça sürüklenen çocuk ... yönünden yapılan incelemede; Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 18/03/2008 tarih ve 9-7-56 sayılı kararında açıklandığı üzere, kovuşturma evresinde kendisine zorunlu müdafii atandığından sanığın haberdar edilmediği durumlarda zorunlu müdafie yapılan tefhim ve tebliğlerin kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayacağı, suça sürüklenen çocuk ..."ün kendine müdafii atandığından haberi olmadığı, suça sürüklenen çocuk 2016/19 değişik iş sayılı istinabe duruşmasında zorunlu müdafii huzurunda savunmasının bu kabulü değiştirmeyeceği ve bu nedenle suça sürüklenen çocuğa gerekçeli kararın tebliğ edilmesi gerektiği belirlenerek, Dairemizin 17/01/2017 tarihli, 2015/71 E. ve 2016/260 K. sayılı kararıyla gerekçeli kararın suça sürüklenen çocuk ..."e tebliğ edilmesine karar verildiği, mahkeme tarafından gerekçeli kararın yöntemine uygun olarak suça sürüklenen çocuk ..."e 27/02/2017 tarihinde tebliğ ettirildiği, ancak adı geçenin temyiz dilekçesi vermediği anlaşılmakla, av. ..."nın, suça sürüklenen çocuk ... hakkında kurulan asıl ve ek kararı temyize yetkisi bulunmadığından temyiz isteminin aynı Kanunun 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE, 2- Suça sürüklenen çocuk ... yönünden yapılan incelemede; Temyiz isteminin reddine dair 02/06/2016 tarihli, 2015/71 E. ve 2016/260 K. karar sayılı ek kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, suça sürüklenen çocuk ... ve müdafiinin bu karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz isteminin reddine dair ek kararın istem gibi ONANMASINA, 10/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.