11. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2635 Karar No: 2017/265 Karar Tarihi: 16.01.2017
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/2635 Esas 2017/265 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2016/2635 E. , 2017/265 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/02/2015 tarih ve 2013/498-2015/77 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; davalının 31/10/2008 tarihinde 35. ve 36. sınıflarda tescil edilen 2007/57051 sayılı “....” ibareli markanın sahibi olduğunu, ancak davalının söz konusu markayı hiçbir zaman kullanmadığını ve tescil tarihinden itibaren 5 yıldan fazla zamanın geçtiğini, müvekkilinin ise “...” markasını 35. ve 36. sınıflar hariç olmak üzere kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek davalı adına tescilli “...l” ibareli markanın kullanmama nedeniyle iptaline (hükümsüzlüğüne) karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkili şirket tarafından dava konusu markanın kullanıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davalı adına tescilli “...” ibareli markanın 35. ve 36. sınıflar kapsamında tescilden itibaren 5 yıllık süre içerisinde ticaret hayatındaki ciddi bir kullanımının ispat edilemediği, bu anlamda markanın iptali koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalı adına tescilli 2007/57051 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, kullanmama nedenine dayalı markanın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi gereğince markanın kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Ancak, karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarihli 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, Anayasa Mahkemesi"nin anılan iptal kararı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.