14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/14767 Karar No: 2017/5270 Karar Tarihi: 19.06.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/14767 Esas 2017/5270 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/14767 E. , 2017/5270 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.01.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu 217, 222, 581 parsel sayılı taşınmazlarda davalı tarafından alınan payların tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescillerine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, dava konusu taşınmazın hissedarlar arasında fiilen taksim edildiğini beyan ederek bu nedenle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Somut olaya gelince; davalının fiili taksime ilişkin savunması karşısında, taraf tanıkları ve tarafsız bilirkişiler taşınmazların başında dinlenerek, eylemli kullanma biçiminin arazi üzerinde gösterilmesinin istenilmesi, bilirkişiye keşfi izlemeye olanak sağlayacak şekilde kroki tanzim ettirilmesi ve yukarıda yazılı ilkeler gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. Öte yandan, dava konusu edilen taşınmaz hisseleri için Şanlıurfa Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2015/704 esas sayılı dava dosyasında önalım davası açılmış olduğu anlaşıldığından, anılan dava dosyası getirtilerek eldeki dava ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması halinde HMK"nın 166. maddesi gereğince davaların birleştirilmesine karar verilmesi gerekir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.