23. Hukuk Dairesi 2015/2524 E. , 2015/2531 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
ılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne. yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile kooperatif üyesi olan davalının, 29.05.2013 tarihli kooperatif genel kurul gündeminin 5. maddesinde alınan kararda yüklenmiş olan yapılandırma bedeli borcunu ödemediğinden davalı aleyhine Karabük 1. İcra Müdürlüğü"nün 2013/3838 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ve bu sebeple de davalının hissesine düşen 3.800,00 TL"nin takip tarihi olan 11.11.2013 tarihi itibariyle aylık %5 gecikme faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin daireyi 2011 yılında 95.000,00 TL peşin bedelle davacı kooperatiften satın aldığını, davacı kooperatifin alacağına dayanak olarak gösterdiği 29.05.2013 tarihli genel kurul kararında çevre yapılandırma veya inşaata katkı bedeli belirlenmesine ilişkin bir gündem maddesi olmadığını, ayrıca 04.03.2012 tarihli genel kurulda kot altı dairelerin aidatlara katılımlarının reddedildiğini, davacı tarafın dava dilekçesi ile hem itirazın iptalini hem de alacağın tahsilini talep etmiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının, davacı kooperatifin ortağı statüsünde bulunduğunu, iptal davası da açmamış olması sebebiyle davacı kooperatifin 29.05.2013 tarihli olağanüstü genel kurul tutanağının 5. maddesinde alınan karar doğrultusunda ödeme yapmak zorunda olduğu, kooperatif genel kurullarında gecikme halinde alınması kararlaştırılan faizin, temerrüd faizi niteliğinde olup TBK"nın 120. maddesi uyarınca da olayda yasal faizin uygulanması gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir
1-Dosyada ki, yazılara, kararın dayandığı dellillerle gerektici sebeplerle, delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, 29.05.2013 tarihli kooperatif genel kurulunun 5. maddesinde alınan aidatın tahsili istemine ilişkindir.
..../....
S.2
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesi hukmü uyarınca, ortakla hak ve yükümlülüklerinde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışılmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça veya zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmuşsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alımdaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de, kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe yada benimsenmedikçe 1163 sayılı Yasanın 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçeli konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Öte yandan, kooperatifin en yetkili ortağı genel kuruldur. Genel kurulda, hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alınabileceği gibi, daha önce alınan ve uygulanan kararların değişen koşullara ve eşitlik ilkesi gerektiğinde, değişen koşullarda eşitlik sağlanmak üzere değiştirilmesi mümkün ve geçerli olup, bu durumda kazanılmış hakların ihlalinden söz edilemez. Aksi halde bu ilkelere uyulmadan alınan sonraki genel kurul kararı, kazanılmış hakları ihlal edeceğinden yok hükmündedir. Bu durumda, peşin ödemeli ortakların durumunu ağırlaştırabilecek ve 1163 sayılı kooperatifler kanunu"nu 23. madesinde yer alan eşitlik kuralına aykırı olabilecek şekilde alınan bir genel kurul kararı, daha önce oluşan üyelik statüsünden davacı yararına olan sonuçlarını olumsuz olarak etkilediğinden yok hükmündedir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Davalı taraf savunmalarında, davaya konu bağımsız bölümü davacı kooperatiften peşin ödemeli olarak satın aldığını ileri sürmüştür. Bu itibarla; mahkemece yapılacak iş, kooperatif kayıt ve belgeleri üzerinde kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılmak suretiyle davalının peşin ödemeli üye olup olmadığının dayanakları da gösterilmek kaydıyla tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, peşin ödemeli üye olduğunun tespiti halinde genel gider dışında davalıdan aidat tahsiline gidilemeyeceği, şayet peşin ödemeli üye değil ise hem aidatlarda hem de genel giderlerden sorumlu olacağı hususları üzerinde durularak bilirkişiden ek rapor alınması ve oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu dayanak yapılarak yanılgılı gerekçe, ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bende açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bende açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.