18. Ceza Dairesi 2016/2683 E. , 2018/154 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Düşme
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Takibi şikayete bağlı olan hakaret suçundan dolayı sanık hakkında verilen kamu davasının düşmesine dair kararın sanığa tebliğ edildiğinin ve sanığın bu hususu temyize getirmemesi nedeniyle şikayetten vazgeçmeyi zımni olarak kabul ettiğinin, TCK"nın 73/6. maddesindeki "Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez" şeklindeki düzenlenme ile takibi şikayete bağlı suça ilişkin yargılamada, sanık savunmasının alınmamasının, sanık lehine olduğunun anlaşılması karşısında, 1412 sayılı CMUK"nın 309. maddesi uyarınca, sanık yararına olan hukuk kurallarına aykırılığın, hükmün sanık aleyhine bozdurulması için Cumhuriyet Savcısına bir hak vermeyeceğinden, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddeleri uyarınca, O Yer Cumhuriyet Savcısının, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE, 16.01.2018 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
OLAY. 24/12/2012 gün ve 2012/20030 sayılı iddianame ile sanık hakkında; 19/11/2012 tarihinde işlediği iddia edilen hakaret suçu nedeniyle kamu davası açılmış, 19/01/2013 günü tensiple Ankara 9 Sulh Ceza Mahkemesi iddianamenin kabulüne ve duruşmanın 22/05/2013 tarihini bırakılmasına karar vermiş. Müşteki ve sanığa usulüne uygun davetiyeler tebliğ edilmiş, 22/05/2013 günü duruşmaya taraflar gelmeyince, Mahkeme müşteki ve sanığın zorla getirilmesine, tanık Zeynep Işık"ın davetiye ile çağırılmasına ve duruşmanın 10/09/2013 tarihine bırakılmasına karar vermiş. 10/09/2013 tarihli duruşmaya gelen müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle, Mahkeme sanığın dinlenmesinden vazgeçmiş ve davanın Düşürülmesine karar vermiş.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 26/09/2013 havale tarihli temyiz dilekçesiyle; CMK 193/2 ve 73/6 maddelerine aykırı davranıldığını iddia ederek kararı temyiz etmiştir.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 16/01/2018 gün ve 2018/154 sayılı kararı ile Cumhuriyet Savcısının temyiz hakkı bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteğinin reddine oy çokluğu ile karar vermiştir.
Yüksek Dairenin temyiz ret kararına iki nedenle katılmıyorum.
KARŞI OY NEDENLER: A-5271 sayılı CMK 191 vd. maddelerine göre duruşmaya gelmeyen sanık hakkında duruşma yapılamaz ilkesine “CMK 193/1 maddesi” aykırı davranıldığı anlaşılmaktadır.
İncelenen dosyada, sanık hakkında hakaret suçundan kamu davası açıldığı ve sanık savunması alınmadan hüküm kurulmuştur.
CMK 193/1 maddesinde duzenlenen ilkenin istisnası CMK 193/2 ve 195 maddelerinde belirtilmiştir.
Yerleşik Yargıtay kararlarındanCMK 193/2 fıkrasında yazılı istisnanın “1 CD. 10/04/2013 gün 5915-3090, 1 CD. 27/05/2009 gün 40/3015 , 2 CD 17/02/2014 gün 15832-3957, 2 CD 01/04/2010 gün 8890-10371, 3. CD. 09/05/2013 gün 18056/19134, 3 CD. 31/03/2010 gün 2183-5824, 5 CD 11/06/2007 gün 3700-4661, 5 CD 10/06/2010 gün 12779-4492, 6 CD. 20/05/2013 gün 24777- 11549, 6 CD 13/10/2010 gün 16693-16798, 7 CD. 04/06/2014 gün 9093-11092, 8 CD. 20/07/2014 gün 16768- 7127 , 8 CD. 25/02/2013 gün 564-6442, 9 CD. 07/02/2013 gün 10242-1715, 9 CD. 17/04/2013 gün 2660-6109, 11 CD 11/07/2007 gün 2005/10250-2007/4936, 12 CD. 01/04/2014 gün 13439-7945 sayılı kararlarda belirtildiği üzere, İlk bakışta eylemin suç oluşturmayacağı ve derhal beraat kararı verilebilecek hallerle sınırlı olarak uygulanabileceği kabul edilmiştir.
İddiaanemede yazılı eylem suç oluşturuyorsa, delillerin takdir ve tayinin gerektiği durumlarda, sanık sorgusu ve savunması alındıktan sonra hukuksal değerlendirme yapılmalıdır.
Mahkeme sanık savunmasını ve tanığı dinledikten sonra, sanığın suçu işlemediği kanaatine varırsa beraat kararı vermeli, aksi takdirde suçu işlediği kanaatine varırsa şikayetten vazgeçmeyi kabul etmiş veya kabul etmiş sayıp düşme kararı vermelidir.
Suçu işlediğini kabul etmeyen sanığın öncelikle beraat etme hakkı vardır. Beraat kararı düşme kararından daha sanık lehine karardır. CMK 223/9 maddesine göre derhal beraat kararı verilecek hallerde durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilemez.
CMK 193/1 maddesi kovuşturma evresinde “sözlülüğü ve tartışmalılığı ilkelerini” vurgulamıştır. Sanık hazır bulunmadan duruşma yapılacak olursa bu ilkeler uygulanmamış olur. Bu ilkelerin uygulanmadığı haller kanunda sayılmıştır. Örneğin CMK 195 maddesi.
CMK 206/1 maddesinde “ancak, sanığın tebligata rağmen mazeretsiz olarak gelmemesi sebebiyle sorgunun yapılamamış olması, delillerin ortaya konulmasını engel olmaz. Ortaya konulan deliller sonradan gelen sanığa bildirilir.” Biçiminde getirilen hükümle duruşmanın başlatılması ancak sanığın geçerli mazereti olduğunu bildirmemesi halinde olanaklıdır. Mazereti olduğunu bildirirse bu durumda deliller ortaya konulamaz.
Sanığın duruşmada hazır bulunması ve sorgusunun yapılması “yargılamanın yüz yüze olması – savunma hakkının kısıtlanamayacağı – cezanın kişiselleştirilmesi” ilkelerinin doğal bir sonucudur.
Yasa koyucu sanık gelmese bile yargılama yapılabilecek halleri açıkça belirtmiştir, bu haller;
a) Son soruşturmanın konusu olan suçun yanlız ya da birlikte adli para cezasının, müsadereyi gerektirmesi “CMK 195 md.”
b) Sanığın duruşmada bağışık tutulması “CMK 196 md.”
c) Sanığın mahkemece yapılan sorgusundan sonra gelmemesi “CMK 194 md.”
d) Sanığın duruşmadan dışarı çıkarılması “CMK 200-204 md.leri”
Yargıtay içtihatlar doğrultusunda mahkemeye gelmemiş olan sanık hakkında duruşma yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnalarından biri olarak öngörülen ve 1412 sayılı CMUK 223/son maddesi paralelinde hüküm içeren 5271 sayılı CMK 193/2 maddesinin, iddianamede tarif edildiği şekil ile fiilin suç teşkil etmemesi veya fiilin suç olmaktan çıkartılması hallerini özgü olarak, eylemin ilk bakışta suç oluşturmadığı ve derhal beraat kararı verilmesi gereken hallerde uygulanabileceği, bu bağlamda belirtilen durumlar dışında, dosyadaki delillerin değerlendirelerek mahkumiyet kararı dışında bir karar verilmesi için sanığın mutlak sorgusunun yapılması gerektiği düşünülmeden ve sanık savunması alınmadan, yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulması hali CMK 193 maddesine aykırı davranıştır.
B-CMK 193 md. ine aykırı davranıldığı için hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Burada bakılması gereken 2. husus Cumhuriyet Savcısının bu kararı temyiz etme hakkının olup olmadığı hususudur.
CMUK 309 ve CMK 290 maddeleri “sanığın yararına olan hukuk kurallarına aykırılık, sanık aleyhine hükmün bozulması için Cumhuriyet Savcısına hak vermez” hükümleri içermektedir.
Sanık savunmasının alınması sanık lehine kuraldır ve mahkeme sanık savunmasını almadan hüküm verirse bu ilkeyi ihlal etmiş olur.
CMK 290 maddesinin hükümet tasarı gerekçesinde Cumhuriyet Savcısı gerçeğin araştırılması amacına yönelik veya kamu yararına ilişkin olmayan, yalnızca sanık yararına kabul edilmiş bir hukuk kuralının uygulanmaması, eksik veya yanlış uygulamış bulunması nedeniyle hükmün sanık aleyhine bozulması için temyiz yoluna başvuramaz denmiştir.
1412 sayılı CMUK 309 maddesinin dili sadeleştirilip aynen 5271 sayılı CMK 290 maddesine yazılmıştır. Bu iki hükme göre de sanık yararına konulan kurallara aykırılık ilke olarak hükmün bozulmasını gerektirse bile, bu aykırılığın hükmün sanık aleyhine bozulması için Cumhuriyet Savcısına hak vermemektedir.
Cumhuriyet Savcısı gerçeğin araştırılması amacına yönelik veya kamu yararına ilişkin olmayan, yalnızca sanık yararına kabul edilmiş bir hukuk kuralının uygulanmaması, eksik veya yanlış uygulanması nedeniyle, hükmün sanık aleyhine bozulması için temyiz yoluna başvuramaz. Örneğin son sözün sorulmaması halinde beraat kararı verilmiş ise bu aykırılık Cumhuriyet Savcısına kararı bozdurma yetkisi vermez. Kamu davası 4483 sayılı kanun uyarınca yetkili makamlardan izin alınarak açılması gerekirken, izinsiz açılan dava sonucu sanığın beraatine yada davanın düşürülmesine karar verilmesi gibi sanık yararına karar verilmiş ise bu hükümler sırf bu yasanın uygulanmaması nedeniyle kararın bozdurulması için Cumhuriyet Savcısına yetki vermez.Bu durumlarda eleştiri ile yetinilip hüküm onanmalıdır.
CMK 290 ve CMUK 309 maddeleri temyiz edemez yetkisi yoktur şeklinde değil, sanık aleyhine hükmü bozdurma hakkı olmadığını belirtmektedir.
Sanık yararına konulan hükümlere aykırılık halinde ancak sanık yararına bozmayı gerektirir ve aleyhe bozma olanağı sağlamaz. Beraat veya düşme kararı verilmesi durumlarında Cumhuriyet Savcısı sözü edilen aykırılıkları ileri sürerek, hükmü bozdurması olanaksız olup, hüküm eleştiri ile onanmalıdır.
SONUÇ. Sanık savunmasının alınmaması gerçeğin ortaya çıkarılması ve kamu yararı ilkelerine aykırılık oluşturur. Beraat önçelikli ve sanık lehine bir durumdur. Kamu yararını korumak ve gerçeğin ortaya çıkarılmasını sağlamak Cumhuriyet Savcısının görevidir, bu görevi Cumhuriyet Savcısının yerine getirmesi için sanık lehine olan beraat kararı verilmesini ve kararın denetlenmesini sağlamak kamu yararı ve gerçeğin ortaya cıkması ilkeleri açısından c.savcısının temyiz hakkı olduğu kabul edilmelidir.
Davaya konu olayda sanık 16/11/2011 tarihli karakol ifadesinde üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiştir.
Tüm bu nedenlerle Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin kabulüne ve dosyadaki delil, bilgi ve belgeler doğrultusunda mahkemenin verdiği kararın eleştirilerek onanmasına kararı verilmelidir.
Gereğini arz ederim.