MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dairemizin 11.12.2014 tarihli bozma ilamına uyan ilk derece mahkemesince, suça konu sahte muayenelerin aynı anda mı, yoksa farklı tarihlerde mi yapıldığının tespiti için adli tıp kurumundan rapor alıp, sanık ve tanık ifadelerine başvurduğu ve kararın gerekçesinde eylemlerin farklı tarihlerde yapıldığına ilişkin delilleri tartışarak hüküm verdiği anlaşılmakla tebliğnamedeki 1 nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
1-Sanığın 22.02.2005 tarihli muayene işlemi hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren ve lehe olan 5237 sayılı TCK’nın 204/1. maddesinde öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
2-Sanığın ana dosyadaki 18.10.2005 ve13.10.2006 tarihli sahte muayene işlemleri ile birleşen dosyadaki 20.06.2006-11.05.2007-03.07.2008 tarihli sahte muayene işlemleri hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.



Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı nedenin bulunmadığı, azaltıcı sebebin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 08.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.