3. Hukuk Dairesi 2018/3231 E. , 2018/10202 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: 2. ASLİYE (TİCARET) HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 30/10/2012 tarihli ve 02818 seri numaralı sayaç inceleme ve tespit tutanaklarından sayaca müdahale edildiğini ve orijinal olmayan mühürlerin takıldığının belirtilerek 56.188,30 TL borç tahakkuk ettirdiğini, kaçak kullanmadığını belirterek tahakkuk ettirilen 56.188,30 TL borcunun olmadığına ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı; sayaç değişikliğinden sonra sayacın muayene gönderildiğini, yapılan incelemede sayacın müdahaleli olduğunu, sağlam olmadığının tespit edildiğini, kaçak tahakkuk yapıldığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Anılan karar Dairemizin 2015/17229 Esas- 2017/4317 Karar sayılı ve 30.03.2017 tarihli kararı ile “Mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, öncelikle yargı yerinde ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik nedeniyle HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi yoksa davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması ve 6100 sayılı HMK"nın 297/1-a maddesi uyarıncada kararın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla verildiğinin hükümde gösterilmesi gerekirken, bu yönün gözardı edilerek yazılı şekilde Asliye Hukuk Mahkemesi olarak davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 29.09.2017 tarihli son kararında; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, 56.188,30 TL"lik faturadan kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.Davacı her ne kadar talebinde davalı tarafından kaçak tahakkuku yapıldığını belirtse de, 30.10.2012 tarihli sayaç inceleme ve mühürleme tutanağından anlaşılacağı üzere davaya konu fatura davacının iş yerine takılan yeni sayacın bağlantılarının hatalı yapılmasından kaynaklı olarak 1/3 oranında eksik tüketim kaydetmesinden kaynaklıdır.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin (EPMHY) 19.maddesi sayacın müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle tüketim kaydetmediğinin tespiti; 20.maddesi de sayacın müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle doğru tüketim kaydetmemesi durumunda elektrik tüketim bedellerinin hesaplanmasına dair yöntemler belirlenmiştir. 6100 sayılı HMK" nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hâkim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK" nın 278-279. maddelerine göre; bilirkişi raporu, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır. Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda; hatalı bağlantı nedeni ile T1, T2 ve T3 zaman dilimlerinin 1/3 eksik kaydettiğini, bu nedenle EPMHY.nin 20.maddesi dikkate alınarak davacının aynı döneme ait sağlıklı ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucu davalı kurumun yaptığı hesaplamanın yerinde olduğu görüşü bildirilmiş, davacı tarafça kusur tespitinin yapılması gerektiği, raporun yetersiz olduğu, üçlü bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği belirtilerek rapora itiraz edilmiştir. İtiraza konu raporda hesaplama anlaşılır olmadığı gibi taraf ve Yargıtay denetimine de açık değildir.
Mahkemece, dosyanın elektrik mühendislerinden oluşan alanında uzman 3’lü bilirkişi heyetine tevdi ile sayacın eksik kaydetmesinden kaynaklı davacının sorumlu olacağı tüketim bedelinin kuşkuya yer verilmeksizin belirlenip, davacı tarafın aşamalarda ileri sürdüğü itirazların da karşılar şekilde rapor alınması suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.