Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/19277
Karar No: 2017/761
Karar Tarihi: 08.02.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/19277 Esas 2017/761 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/19277 E.  ,  2017/761 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL


    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Davacı, dava konusu 977 parsel sayılı taşınmazı 07/03/2005 tarihinde bedelini ödeyerek davalıdan satın aldığını, davalının o tarihten itibaren bu taşınmazı boşaltmadığını, herhangi bir bedel de ödemediğini, bunun üzerine davalıya çektiği ihtar ile ecrimisil talebinde bulunduğunu, ancak davalının ihtarnameye kayıtsız kaldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve 7000.-TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın birinci katını 1993 yılında, ikinci katını da 2002 yılında yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Dairece, "... öncelikle davada ileri sürülen isteklerden elatmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakamından hüküm kurulması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın elatmanın önlenmesi yönünden kabulüne, ecrimisil yönünden Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen talep hakkkında ayrıca karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, Dairece, "..Somut olayda, Dairenin 16.11.2012 tarihli bozma kararı usule ilişkin olup bir önceki hükmün kesinleştiğinden söz etme olanağı yoktur. Ne var ki; mahkemece, ecrimisil konusunda bir hüküm kurulmamıştır. Hâl böyle olunca, HMK"nun 297/2. maddesi hükmü gözetilerek ecrimisil istemi bakımından da hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir..."gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ispatlandığı gerekçesiyle dava ecrimisil yönünden kabul edilmiş, elatma yönünden mahkeme kararı Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    ./..





    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 977 parsel sayılı taşınmazın 07.03.2005 tarihinde davacı tarafından satın alındığı, davalının taşınmazın temlikinden sonra haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın ikamet etmeye devam ettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, 6100 Sayılı HMK 297/2. maddesinde; (1086 sayılı HUMK’nun 388/son md.) hüküm sonucu kısmında; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasın da tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
    Ne var ki, mahkemece verilen kararın söz konusu madde hükmüne uygun olduğunu söyleme olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; elatmanın önlenmesi yönünden daha önce mahkemece verilmiş ve Yargıtay onamasından geçerek kesinleşmiş bir hüküm bulunmamasına rağmen ‘…meni müdahale ile ilgili mahkeme kararı onamadan geçtiğinden ayrıca karar verilmesine yer olmadığına…’ karar verilmiştir.
    Hâl böyle olunca, HMK"nun 297/2.maddesi uyarınca istek sonuçlarından her biri hakkında hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Öte yandan; Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nin 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
    Öte yandan, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hâkimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
    Bu nedenle, eğer arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
    İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
    ../...





    Somut olaya gelince; hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın soyut bir takım belirlemeler ile ecrimisil hesabı yapılmış, emsal araştırması yapılmadan bu rapor ile sonuca gidilmiştir. Bilirkişi raporu, somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermeli ve Yargıtay denetimini sağlayacak bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir..
    Hâl böyle olunca; öncelikle taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenip, alanında uzman üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturulmak suretiyle mahallinde yeniden keşif yapılması, yukarda belirtilen ilkeler çerçevesinde dava konusu taşınmazın ecrimisil istenen tarihlerdeki konum ve özellikleri değerlendirilerek, somut emsaller de incelenerek, çekişme konusu taşınmazın ecrimisil hesabını içeren ayrıntılı rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi