Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/20486 Esas 2012/35878 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/20486
Karar No: 2012/35878

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/20486 Esas 2012/35878 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2012/20486 E.  ,  2012/35878 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Sultanbeyli İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 31/05/2012
    NUMARASI : 2008/189-2012/167

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin İİK.nun 168/4.maddesinde öngörülen yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine başvurarak, imzaya itiraz ettiği anlaşılmıştır.
    Mahkemece yaptırılan inceleme sonucunda bilirkişi adli belge inceleme uzmanı Dr. S. G."in düzenlediği 30.06.2011 tarihli raporunda bonodaki imzanın borçlunun eli ürünü olmadığı bildirmiştir.
    İtiraz üzerine Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesi"nde düzenlenen 29.03.2012 günlü raporda ise, bonodaki imzanın muteriz borçlunun eli ürünü olduğunun açıklandığı görülmektedir.
    Adli Tıp Kurumunun Grafoloji bölümünün imza incelemesinde son mercii olarak kabulü mümkün bulunmadığından bu rapora üstünlük tanınarak sonuca gidilemez.
    O halde Mahkemece her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, Adli Tıp Kurumu raporu esas alınarak yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
    Öte yandan, 6100 Sayılı HMK. nun 305. maddesi "(1) hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.(2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez" hükmü yer almaktadır. Yasa maddesinde öngörüldüğü üzere, açık olmayan veya çelişkili fıkraları kapsayan hükümlerin tavzihi istenebilir. Hakim verdiği hüküm ile bağlıdır. Hâkimin, sonradan hükmün yanlış olduğu veya kararda eksik hususlar bulunduğu kanaatine ulaşsa bile hüküm temyiz edilip bozulmadıkça veya yargılamanın iadesine karar verilmedikçe verdiği kararı değiştiremeyeceği gibi, unutulan bir husus hakkında karara sonradan ekleme yapması veya bu konuda ek bir karar vermesi mümkün değildir.
    Somut olayda, hakim re"sen hükmün yanlış olduğundan asıl hükmü değiştirecek ve kesin hükmün sonucunu ortadan kaldıracak şekilde karar veremez. Zira kesin hüküm; kararı veren mahkeme de dahil diğer tüm mahkemeleri bağlar.
    Bu nedenle, mahkemece, tavzih kararı tesis edilmesi yasanın amir hükmüne açıkça aykırılık teşkil ettiğinden doğru değildir.
    SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.