23. Hukuk Dairesi 2014/8629 E. , 2015/2517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğnin tespiti davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, buna rağmen 26.02.2005 tarihinde yapılan kur"aya dahil edilmediğini, kur"a çekiminden haberdar edilmediğini, bunun eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürerek, 26.02.2005 tarihinde yapılan kur"a çekiminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 04.10.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile davacının koopearitif üyeliğinin tespitine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL tazminatın kur"a çekim tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının kooperatif üyeliğinin 20.10.2009 tarih ve 26 no"lu yönetim kurulu kararı ile davacının kendi talebi doğrultusunda sona erdiğini, bu nedenle davacı sıfatının olmadığını, tazminat talebiyle ilgili olarak davacının talebinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, Kooperatifler Kanunu"nun 17/2. fıkrası gereğince davacının ıslah ile ileri sürdüğü taleplerin kanunda öngörülen beş yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra ileri sürüldüğü gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, yapılan inceleme sonucu Dairemizce, davacının talebi üyeliğe bağlı olup üyelik devam ettiği için zamanaşımının işlemeyeceği hususu gözardı edilip, davacının ıslah ettiği talebinin kendisine konut verilmemesi sebebiyle tazminata yönelik olduğu dikkate alınarak, bu doğrultuda inceleme ve araştırma yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.Bozma sonrası yapılan yargılamada, mahkemece Dairemizin tazminat miktarının hesaplanmasında belirlemiş olduğu 6"lı formülün uygulanması sonucu bilirkişi raporunda 45.701,78 TL olarak hesaplandığı ancak, davacının ıslahtaki talebinin 10.000,00 TL olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.