17. Hukuk Dairesi 2017/4168 E. , 2019/10162 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :... Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan istinaf incelemesi sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 22/07/2014 tarihinde plakası tespit edilemeyen aracın, yaya durumda bulunan müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin yaralandığını,davacının belinden aldığı darbe sonucunda 11 adet platin takıldığını, çarpan aracın plakasının tespit edilemediğinden güvence hesabının sorumlu olduğunu, iş gücü kaybından dolayı maddi zarara uğradığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
İlk derece Mahkemesince; iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre;davanın kabulü ile 213.302,23 TL"nin dava tarihinden itibaren (26/01/2016) işleyecek yasal faiziyle ve teminat limitiyle sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiş; hüküm aleyhine davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine; ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi"nce; istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davaya konu kazayı yapan aracın sürücüsü ..."ya davanın ihbarını talep etmiş,ilk derece mahkemesince 22.11.2016 tarihli duruşmada dava dilekçesi,kusur raporu ve duruşma gününün ihbar olunana tebliğine karar verilmiş ancak, tebligat evrakı bila tebliğ iade edilmiş olmasına rağmen,Tebligat Kanununundaki usullere uygun olarak adı geçene yeniden tebligat çıkartılmak suretiyle davanın ihbarı gerçekleştirilmemiş olduğu görülmüştür.
Davalının dava sonunda ödeme yapması halinde, ... Yönetmeliği"nin 16/1-a ve c maddeleri gereği, araç sürücüsü ve malikine rücu hakkının bulunduğu gözetilmek suretiyle,davalı tarafça sunulan ihbar dilekçesinin tebliğ işlemi tamamlanmaksızın yargılamaya devam edilmesi doğru olmamıştır.
3-“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmektedir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği 22.7.2014 tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, davacının maluliyetine ilişkin 2 adli tıp uzmanı ve bir ortopedi uzmanından oluşan Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen maluliyet raporu, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmiş ve maluliyet raporu (%30.2 maluliyet) hükme esas alınarak, aktüer bilirkişi tarafından da maluliyet tazminat hesaplaması bu rapora göre yapılmıştır.
Kaza, 22.07.2014 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti açısından kaza tarihi itibari ile Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği yürürlüktedir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden "Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği" hükümlerine göre davacının daimi işgücü kaybının tespiti yönünden anılan Yönetmeliğe uygun şekilde maluliyet raporu alınıp(davalı lehine kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,(2) ve (3)nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine,kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 05/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.