21. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/11010 Karar No: 2016/3473 Karar Tarihi: 03.03.2016
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/11010 Esas 2016/3473 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2015/11010 E. , 2016/3473 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi İHBAR OLUNAN : ...
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, iş kazasına uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, PMF yaşam tablosuna göre bakiye ömrü, işgörebilirlik çağı. işgörmezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarı; işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tesbit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Mahkemece hükme esas alınan hesaba ilişkin bilirkişi raporunda hesap raporu tarihinin 08.01.2015 ve karar tarihinin 24.02.2015 olmasına rağmen bilinen aktif dönem hesabının 05.11.2016 tarihine kadar yapıldığı anlaşılmaktadır, söz konusu hesap raporunun bu haliyle denetime elverişsiz olduğu açıktır. Yapılacak iş; hesap uzmanı bilirkişiden yukarıda açıklanan şekilde rapor alıp sonucuna göre dosyadaki diğer bilgi ve belgeler de değerlendirilip kazanılmış haklar da gözönünde bulundurularak karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yukarıda belirtilen hesaplama ilkelerine aykırı şekilde düzenlenen hesap raporunun esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı şirketin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 03.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.