Esas No: 2016/6635
Karar No: 2016/7055
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2016/6635 Esas 2016/7055 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yağma, Yağmaya, kalkışma, Tehdit, Dolandırıcılık, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, Malvarlığı değerlerini aklama, Tefecilik, 6136 sayılı Yasaya aykırılık, Örgüt kurmak, Yönetmek, Örgüte üye olmak, Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek, Hakaret, Yaralama, Bedelsiz kalmış senedi kullanmak
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Maliye Hazinesinin örgüt kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek, yağma, tehdit, yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, dolandırıcılık, hakaret, bedelsiz kalmış senedi kullanma, 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından açılan kamu davalarında doğrudan ve/veya dolaylı zarar görmediği ve görme olasılığı da bulunmadığından; Hazine vekilinin bu hükümlere yönelik temyiz isteğinin, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
I-Katılan ..."e yönelik sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan (İddianamedeki 1.olay), katılan ..."e yönelik sanık ... hakkında dolandırıcılık, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit, yağma, sanık ... hakkında dolandırıcılık ve sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde (İddianamedeki 10. Olay), yakınan ..."ye yönelik sanık ... hakkında tehdit ve yağmaya kalkışma (İddianamedeki 14. Olay), sanıklar ..., ..., ..., ... Ve ... hakkında malvarlığı değerlerini aklama suçundan ve ...... ve ...... Hakkında güvenlik tedbiri uygulanmasına yer olmadığına ilişkin (İddianamedeki 16. Olay) kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Tefhimle infaza esas kısa karar ve gerekçeli kararın 56.sayfasının EYLEM-10 başlığı altında 3. nolu bendinde, sanığın adının “...” yerine “...” olarak yazılması yerinde düzeltilmesi olanaklı maddi hata olarak görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, katılan ... vekilinin, Hazine vekilinin ve o yer Cumhuriyet Savcısının, temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II- Katılan ..."e yönelik sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan (İddianamedeki 1.olay) kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81.maddesiyle 5275 sayılı Yasanın 106.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, sanık hakkında dolandırıcılık suçundan hükmedilen adli para cezasını ödememesi halinde bu cezasının hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmesi zorunluluğu,
2-Sanığın TCK.’nın 53/1.maddesinin a,b,c,d ve e bendindeki haklardan hapis cezası infaz oluncaya kadar; (c) bendinde kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverme tarihinde kadar yoksun bırakılmasına, karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli ..."de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren ... 08.10.2015 gün, 2014/140- 2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
3- Kendisini vekille temsil ettiren katılan ... yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının ve katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın ...maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddenin uygulanmasına” ilişkin bölüm çıkarılarak yerine, "Sanığın , kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına" cümlesinin yazılması ve sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümden “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine” ilişkin bölümün çıkartılması ve “Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 3.000.-TL vekalet ücretinin sanık ..."dan alınarak katılan ..."e verilmesine” cümlesinin hükme eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Yakınan ..."a yönelik sanıklar ..., ... ve ... hakkında tefecilik suçundan (İddianamedeki 12. Olay), mağdurlar ... ve ..."a yönelik sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında tefecilik suçundan (İddianamedeki 13. Olay), yakınan ..."ye yönelik sanık ... hakkında tehdit ve yağmaya kalkışma ve sanık ... hakkında tehdit suçundan (İddianamedeki 14. Olay), kurulan hükmün incelenmesinde;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- İddianamedeki 12. olayla ilgili olarak; Yakınan ..."ın B......., inşaatlarının sıvı işlerini yaptırdığı tanık ..."a teminat olarak 15/02/2011 ödeme tarihli, 50.000,00 TL meblağlı senet tanzim edip verdiği, tanık ..."ında bu senedi ...... isimli iş yerini işleten sanık ..."den satın aldığı araç nedeniyle sanık ..."ye verdiği, sanık ..."nün, yakınan ..."ı arayarak "..."a vermiş olduğun 50.000,00 TL değerindeki senedin bende, gününde senedi bana ödeyeceksin" demesi üzerine, yakınanın, “söz konusu senedi tanık ..."a teminat olarak verdiğini” belirterek “senedin vade tarihinin uzatılmasını istemesi” üzerine, yakınan ile sanık ..."in sözlü olarak senedin vade tarihinin 30.05.2011 olarak anlaştıkları, bu konuşmadan yaklaşık 1 hafta sonra sanık ..."nün çocukları sanıklar ... ve ..."nün, yakınan ..."ın ....... bulunan bürosuna geldikleri ve yakınandan “haricen yaptıkları anlaşmaya göre senet almaya geldiklerini” belirterek “yeni senet düzenlenirken 12,000,00 TL faiz uygulayacaklarını” söyledikleri, yakınanın da sanıklara faiz miktarının fazla olduğunu söylediği, sanıklar ... ve ..."nün yakınana hitaben "Biz esnafız banka değiliz biz bunu bir şekilde alırız. Şartlarımızı bu şekilde kabul edeceksin yoksa biz gerekeni yaparız" demeleri üzerine, yakınanın, hakkında icra takibi yapılmasından korktuğu için 30/05/2011 ödeme tarihli 30.000,00 TL değerinde ve 05/06/2011 ödeme tarihli 30.000,00 TL değerinde iki ayrı senedi imzalayarak sanıklara verdiği, kalan 2.000,00 TL"lik faizi de tanık ..."ın ödemeyi taahhüt ettiği, 18.02.2011 günlü arama tutanağına göre, sanık ..."nün ........ adresindeki ....... adlı işyerinde yapılan aramada ödeme tarihi 15.02.2011, düzenleme tarihi 10.11.2010 miktarı 50.000,00TL (elibin TL), borçlusu yakınan ... ve ........ alacaklısı ...... olan senedin tanık ..."a ve ondan da ..."ye ciro edildiğinin anlaşıldığı, ancak senedin teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir ibarenin yer almadığı da görülmekle, böylece sanıkların 15/02/2011 ödeme tarihli, 50.000,00 TL"lik senedin vadesini faiz koşuluyla uzatıp 30/05/2011 ödeme tarihli 30.000,00 TL ve 05/06/2011 ödeme tarihli 30.000,00 TL değerinde iki ayrı senet almak suretiyle, sanıklar ..., ... ve ..."nün, yakınan ..."a yönelik tefecilik suçunu işledikleri anlaşıldığı halde, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
2- İddianamedeki 13. olayla ilgili olarak; mağdurlar ... ve ..."ın sanıklar hakkında soruşturma başladıktan sonra kolluk görevlilerinin daveti üzerine 20.02.2011 tarihinde kolluğa başvurarak sanıklar hakkında şikayetçi oldukları, ......İlçesinde çocuk giyim eşyası üzerine iş yeri işlettikleri sırada, 2009 -2010 yıllarında .......İlçesinde ...... isimli iş yerini işleten sanık ... ve çocukları sanıklar ..., ... ve ..."den toplam 1.200.000,00 TL değerinde muhtelif marka ve modellerde elliye yakın araçlar satın aldıklarını, bu alış veriş karşılığında borçlusu yakınan ..., kefili ise ... olmak üzere senetler ve çekler verdiklerini, ancak sanıklara olan borcunu zamanında ödeyememeleri nedeniyle, sanıkların faiz istemeye başladıkları, ödenmeyen senetler için faizin miktarını sanıkların belirleyip mağdurlara bildirerek 150.000,00 TL faiz adı altında para aldıklarını ve söz konusu araçları kendi mal alımlarında kullandıklarını iddia etmiş iseler de, çocuk giyim eşyası üzerine iş yerleri bulunan mağdurların sanıklardan aldıkları aracı kendi mal alımlarında kullandıkları şeklinde beyanın, hayatın olağan akışına uymadığı ve dosya kapsamında, mağdurların oto alım-satım ticareti ile uğraştıklarına ilişkin bilgi ve belgeye ulaşılamadığı, ancak mağdurlar ile sanıklar arasında çok sayıda senetlerin var olduğu görülmekle, mağdurlar mevcut durumu gizlemek amacı ile böyle bir beyanda bulunabilecekleri dikkate alınarak, öncelikle mağdurların, oto alım-satım işi ile uğraşıp uğraşmadıkları araştırıldıktan sonra, şayet mağdurların gerçekte oto alım-satım işi ile uğraştıklarının kanıtlanamaması durumunda, sanıklar ..., ..., ..., ..."nün, mağdurlar ... ve ..."a yönelik tefecilik suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
3- İddianamedeki 14. olayla ilgili olarak; Cumhuriyet Savcısı soruşturma evresi sonunda kamu davasının açılmasına ya da kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin iki karardan birini verir.
Kovuşturmaya yer olmadığına kararları kesin hüküm niteliğinde değillerdir.
Kovuşturmama kararına karşı;
a) Suçtan zarar gören, kovuşturmasızlık kararının kendisine bildirilmesinden başlayarak 15 gün içinde bu karara itiraz eder ve itirazı inceleyen makam itiraz dilekçesinde kamu davasını haklı gösterecek olaylar ve deliller görür ise kamu davasının açılmasına karar verir. Cumhuriyet Savcısı bu halde kamu davası açar.
Hakimin Cumhuriyet Savcısının yerine geçerek dava açması dahi söz konusu olamaz. (Kovuşturmaya yer olmadığına dair Cumhuriyet Savcısının kararına itiraz CMK"nın 173. maddesinde düzenlenmiştir.)
b) Cumhuriyet Savcısı, şüpheli ve/veya şüphelilere karşı yeni delillerin çıkması durumunda da yeniden değerlendirme yaparak daha önce kovuşturmasızlık verdiği konuda dava açabilir. (CMK. 172/2)
Ancak; kovuşturmama kararı sanık ve/veya sanıklar için bir baskı aracı da olamaz, o halde gelişi güzel bu karar kaldırılıp dava açılamaz.
Ayrıca sanık ve/veya sanıkların, haklarında her aşamada suçları oluşturan hangi eylemlerden usulüne uygun bir yargılama yapıldığını bilme hakkına sahip olduğu da önemsenmelidir.
CMK"nın 171. maddesinde Cumhuriyet Savcısının kamu davasını açıp açmayabileceği hususuna yer verilmiştir. Yani her durumda dava açma yetkisi Cumhuriyet Savcısında bulunmaktadır.
CMK"nın 174. maddesine göre, “soruşturma, kovuşturma ve hüküm, yalnız iddianamede beyan olunan suç ve zan altına alınan şahıslara yöneliktir. Hükmün konusu, duruşma sonucuna göre iddianamede gösterilen fiilden ibarettir.
İddianamede anlatılan olay hükmün konusudur. Dava konusu yapılmayan bir eylem nedeniyle yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Somut olayımıza gelince;
Yakınanın 07.01.2011 günlü şikayet dilekçesi ve Cumhuriyet Savcılığındaki ifadesine göre özetle; ..... .......2011 model oto alım satımı nedeniyle ihtilaflı olduğunu, bu nedenle dava açtığını, sanık ..."nün kendisini telefonla arayarak “Davasını geri çekmesi, senetleri ödememesini aksi halde bacaklarından vurduracağını” söylediğini, sanık ..."nün ise 06.01.2011 tarihinde çalıştığı iş yerine gelerek “ Seni bacaklarından vururum bizden kurtuluşun yok, bonoları ödeyeceksin seni yaşatmam” şeklinde tehdit ettiğini belirterek şikayetçi olması üzerine,
...... 06.04.2011 gün ve 2011/70 soruşturma ve 2011/446 nolu kararı ile sanıklar ... ve ... hakkında suç tarihi 2010 olan tehdit suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş, bu kararın 25.05.2011 tarihinde yakınan ..."ye tebliğ edilmesine rağmen itiraz edilmeyerek kesinleştiği, ...... 08/08/2012 gün 2012/17 soruşturma, 2012/4 esas ve 2012/4 iddianame numarası ile aynı konu ile ilgili, sanık ... hakkında TCK"nın 106/1, 148/1, 35/2 ve 53, sanık ... hakkında TCK"nın 106/1, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarının talep edildiği, iddianamede takipsizlik kararının CMK"nın 172-173. maddelerine göre ortadan kaldırıldığına ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği gibi bu yönde hukuki bir sürecin başladığı da açıklanmamıştır.
Usulüne uygun olarak tanzim edilen iddianame ile açılan kamu davası, bir suç için yargılamanın başlayabilmesini sağlayan dava şartıdır. Şayet şahıslar hakkında kesinleşmiş takipsizlik kararı varsa, yeni delil ortaya çıkmadıkça ve/veya takipsizlik kararı kaldırılmadıkça aynı konu ile ilgili bir kamu davası açılamayacağından bu yönde şahısların baskı altında tutulmamaları gerekir.
Somut olayda yukarıda belirtilen daha önceden verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar Cumhuriyet Başsavcılığınca 5271 sayılı Yasa"nın 172/2. maddesi uyarınca yeni delillerin ortaya çıkması halinde ve/veya olağanüstü kanun yolu ile kaldırılmadıkça aynı konuda adı geçen sanıklar hakkında kamu davası açılmasının mümkün olmadığı dikkate alınmadan ve/veya bu usulü hataların giderilip giderilmediği ise duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanmadan yargılamaya devamla sanık ... hakkında tehdit ve yağmaya kalkışma, sanık ... hakkında tehdit suçlarından yargılamaya devamla yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı ve Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, yakınan ..."ye yönelik sanık ... hakkında tehdit ve yağmaya kalkışma ve sanık ... hakkında tehdit suçundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 06.12.2016 tarihinde üye ..."in iddianamenin 12. olayı ile ilgili bozma kararına ilişkin muhalefetine karşın oyçokluğu, diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY:
Müşteki ..."ın inşaatlarının sıva işlerini yapan ..."a hizmet karşılığı, müşteki ..."dan 15.02.2011 ödeme tarihli 50.000 TL aldığı senet ile ....... isimli işyerini çalıştıran sanık ..."den araç satın alıp, anılan senedi ciro ile devrettiği,
Sanık ..."nün, müşteki ..."ı arayıp “..."a vermiş olduğu 50.000 TL değerindeki senedi gününde kendisine ödemesini” istediği müşteki ..."ın “senedi teminat verdiğini, inşaatların satışı bitince ödemesinin yapılacağını, bu senedin vadesini uzatmak istediğini” belirtmesi üzerine tarafların yüz yüze görüşüp haricen anlaştıkları, Yeni senet düzenlenirken faiz miktarının 12.000 TL olmasına müştekinin önce karşı çıktığı, sanık ..."in çocukları sanıklar ...... işlem yapılacağını belirtmesi üzerine müşteki ..."ın icra takibinden korkup vade uzatılması karşılığı 05.06.2011 ve 15.02.2011 vade 30.000 TL değerindeki iki ayrı senet düzenlendiğini, faiz olarak belirtilen ve geriye kalan 2.000 TL parayı ise ..."ın ödemeyi vaat ettiği olayda: sanıkların serbest irade ile oluşturdukları hukuki ilişki niteliğinde kalan eylemlerinde suç kastından bahsedilemeyeceği gibi bu şekilde kabule götüren delil bulunmadığı da dikkate alındığında, mahkeme uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden sanıklar hakkında hükmün bu kısmının “onanması” görüşü ile sayın çoğunluğun bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.
...
(Muhalif Üye)