10. Hukuk Dairesi 2017/4872 E. , 2019/7448 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
No : 2017/218-2017/381
Mahkemesi : Edirne İş Mahkemesi
No : 2016/52-2016/611
Dava, 01.09.2000 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve emekliliğe hak kazandığı tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı 01.09.2000 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve emekliliğe hak kazandığının tespitini talep etti.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığını iddia ederek, davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davacının 01.09.2000 - 31.12.2013 ve 01.02.2008 - 31.12.2008 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun, tahsise hak kazanmadığının tespitine, tahsis talebinin reddine karar vermiştir.
B-BAM KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esasdan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
SGK vekili, Kurum işleminin yerinde olduğu, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığını beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
İnceleme konusu dosyada; davacı adına ... firması tarafından 31.08.2000, 31.08.2002, 31.08.2003 tarihlerinde tevkifat kesintisi yapıldığı, tevkifat kesintilerinin kuruma intikal etmemesi nedeniyle davacının Bağ-Kur sigortalılığının Kurum tarafından kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca 2008 Ocak ve Haziran aylarına ilişkin tevkifat listelerinin kurumda bulunduğu ancak sadece Haziran ayına ilişkin listede davacının adının yer aldığı, baba adı doğum tarihi gibi kimlik bilgilerinin bulunmadığı görülmektedir.
2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir.
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulaması ile Tarım Bağ-Kur"luluğun kanıtlanması yönünde zirai kuruluşların kayıtları karine olarak kabul edilmektedir ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 06.02.2002 gün ve 2002/21–69 E.-44 K.,03.07.2002 gün ve 2002/21–576 E.-584 K., 14.02.2007 gün ve 2007/21–73 E.-71 K., 14.02.2007 gün ve 2007/21–172 E.-2007/177 K., 03.03.2010 gün ve 2010/10–107 E.-127 K., 07.07.2010 gün ve 2010/10–359 E.-368 K. sayılı kararları).
2926 sayılı Kanun"un uygulamasına ilişkin 26.03.1994 tarihli 4 nolu tebliğin “D” bendinde; çiftçilerin, Bağ-Kur primlerinin sattıkları ürün bedellerinden tevkif suretiyle ödendiğini ispatlayabilmelerinin, kendilerine verilen belgeleri muhafaza etmelerine bağlı olduğu belirtilmiştir. Aynı tebliğin “F” bendinde ise çiftçilerin sattıkları ürün bedellerinden prim borçlarına mahsuben yapılan tevkifatların, tevkifatın kurum hesaplarına intikal etmesi koşuluyla, tevkifatın gerçekleştiği tarih itibariyle cari ve geçmiş dönem prim borçları ile iadenin talep edileceği dönemin sonuna kadar tahakkuk ettirilecek prim borçlarına mahsup edileceği, Kurum hesaplarına intikal etmeyen tevkifatların mahsup işlemine esas alınmayacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, ürün tesliminin özel kuruluşa yapılması karşısında; hak ve mükellefiyetin başlangıcı bu tevkifatın Bağ-Kur’un hesabına intikal etmesi koşuluyla tevkifat tarihini takip eden aybaşı olarak kabul edilmesi gerektiğinden, mahkemece söz konusu tevkifatların Kurum hesabına intikal edip etmediğinin araştırılmalı; intikal etmiş ise davacının sigortalılığı tevkifatı takip eden aybaşından itibaren başlatılmalıdır. Ayrıca 2008 Ocak ve Haziran aylarına ait tevkifat listelerinde yer alan kesintilerin hem davacıya ait olup olmadığı hem de kesintilerin kuruma intikal edip etmediği araştırılmalı, elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33.Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33.Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.