(...Uyuşmazlık, bir adet taşınmazda paydaşlığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl idare Kurulundan imar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur, ifraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Davacı vekili, davalı ile davacı arasında paylı mülkiyet hükümlerine tabi 520 nolu parselde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava konusu 520 nolu parselde aynen taksim mümkün olmadığı gerekçesiyle paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Ancak, hükme esas alınan Ziraat Bilirkişi raporunda "...50.150 m2 miktarlı taşınmazın 8.000 m2 sinin ekilebilen alan, kalan kısmının çayır vasfında olduğu, 20 dekarın altında olan tarım arazisi niteliğindeki 8.000 m2"lik bölümün tarımsal bütünlüğün bozulmaması için paylaşılmasının mümkün olmadığı.." belirtilmiştir. Gölbaşı Belediye Başkanlığının 19.10.2011 tarihli yazısında "...mülga Özel Çevre Koruma Kumlu Başkanlığınca onaylanan yürürlükteki Gölbaşı Çevre Düzeni Revizyon Planına göre "Hassas A Zonu ve Doğal Sit alanı" olarak, diğer kısmı ise "Tarım Alanı" olarak planlandığı kanaati oluştuğu..."bildirilmiştir. Ancak Özel Çevre Koruma Kurulu Başkanlığı 17.8.2011 tarihi itibariyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlanmış olup.dava konusu yerin halen "Hassas A Zonu ve Doğal Sit alanı" içinde olup olmadığı, niteliği.aynen taksiminin mümkün olup olmadığı,satışa engel bir durumunun bulunup bulunmadığı ayrıntılı bir şekilde sorulmalı,cevabi yazı doğrultusunda Tarım İl Müdürlüğünden yeniden görüş sorulması ve gerektiğinde yerinde yeniden keşif yapılarak aynen taksiminin mümkün olup olmadığının tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, bir adet taşınmazda paydaşlığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı ile davacı arasında paylı mülkiyet hükümlerine tabi 520 nolu parselde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu 520 nolu parselde aynen taksim mümkün olmadığı gerekçesiyle paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine dair verilen karar; Özel Dairece metni yukarıda aynen yazılı gerekçeler ile bozulmuş; mahkemece, önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını, davalı vekili temyize getirmektedir.
Bozma ve direnme kararlarının kapsamına göre uyuşmazlık; dava konusu taşınmazın aynen taksimi hususunda mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre de, mahkemece yeni araştırma yapılmasının gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle bilirkişi raporları ile Gölbaşı Belediye Başkanlığı’nın 19.10.2011 tarihli yazısının son bölümünde dava konusu taşınmazın taksiminin mümkün olup olmadığı hususunun Tarım İl Müdürlüğünden de sorulması gerektiğinin bildirilmiş olması hususları gözetildiğinde, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararının bozulması gerekir.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “ Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440.maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.10.2013 gününde, oybirliği ile karar verildi.