21. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/21353 Karar No: 2016/3440 Karar Tarihi: 03.03.2016
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/21353 Esas 2016/3440 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2015/21353 E. , 2016/3440 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davacılar ve davalılardan ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı yürürlükten kalkan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388. ve Hukuk Mahkemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Aynı kural HUMK"nun 389. ve HMK"nun 294. maddesinde de tekrarlanmış; HUMK"nun 381. maddesinde " Kararın tefhimi en az 388. maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur", HMK"nun 294. maddesinde ise "Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutunağına geçirilerek okunması suretiyle olur. " hükmüne yer verilmiştir. Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Somut olayda da dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddive manevi zararlarının giderilmesi istemine olup, mahkemece asıl olan kısa kararda davalılar ... San. ve Tic. Ltd. Şti açısından hüküm fıkrası oluşurulmamış; yalnızca bu davalılar yönünden "davanın kısmen kabulüne" denilmekle yetinilmiştir. Mahkemenin bu davada davacılar yararına ne kadar maddi ve manevi tazminata karar verdiği ve davacıların istemlerinden her biri bakımından reddolunan bölümün ne olduğu duruşma tutanağına geçirilen kısa karardan anlaşılamamaktadır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara ve özellikle HMK"nun 297. maddesinin açık hükmüne aykırı biçimde yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 03/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.