1. Hukuk Dairesi 2014/17449 E. , 2017/725 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.02.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ..."nin tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, davalı ile evli iken onun ısrarları sonucu evlilik birliğini sürdürebilmek amacıyla dava konusu 2608 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını 07.12.1993 tarihinde, ½ payını 31.01.1994 tarihinde bağış suretiyle davalıya devrettiğini, sonradan geçinemeyerek boşandıklarını, bağıştan beklenen amacın gerçekleşmediğini ileri sürerek bağıştan rücu sebebiyle tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, davacının kusurlu davranışları sonucunda evden ayrılmak zorunda kaldığını, taşınmazın evlilik birliği içerisinde ortak birikimler ile satın alındığını, bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “...davacının talebi, genel mahkemelerin görevi dahilinde olup, görevin kamu düzeni ile ilgili olması ve yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gereken usul kaidesinden bulunması nedeniyle davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılmış olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak görevli mahkemede yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
./..
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların 31.07.1987 tarihinde evlendikleri, çekişme konusu 2608 parsel sayılı taşınmazın tamamı davacı adına kayıtlı iken ½ payı 07.12.1993 tarihinde, kalan ½ payı 31.01.1994 tarihinde bağış suretiyle davalıya temlik ettiği, Isparta 1. Aile Mahkemesinin 21.12.2011 tarihli, 2009/1025 Esas, 2011/1226 Karar sayılı kararı ile tarafların eşit kusurlu kabul edilerek boşanmalarına karar verildiği, anılan kararın boşanma hükmü bakımından deracattan geçerek 08.02.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek taraflı bağışlanana varması gerekli beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme (rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir. Bağıştan dönme (rücu) 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 295. (818 s. Borçlar Kanununun 244.) maddesinde aynen; “Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir:
1.Bağışlanan, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse.
2.Bağışlanan, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranmışsa.
3.Bağışlanan, yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemişse.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Yasa koyucu söz konusu Türk Borçlar Kanununun 295. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükmüyle mirastan ıskat sebeplerini düzenleyen Türk Medeni Kanununun 510. maddesi arasında paralellik sağlamış, bağıştan yararlanan kişiyi bağışlayanın devamlı baskısından kurtarmak istemiştir.
Gerçekten basit olayların dönme (rücu) nedeni sayılması, yukarıda değinilen mahzurun yanında açıklanan yasa maddelerinde izlenen amaca aykırı bir durum yaratacağı gibi hak ve adalet duygularını da zedeler. Bu itibarla her iki madde hükümleri birlikte değerlendirilerek olayların kapsamları, nitelikleri özellikle vahamet derecelerinin göz önünde bulundurulması zorunludur. Hemen belirtmek gerekir ki; bağıştan dönme (rücu) kurulmuş olan bir sözleşmeyi sonradan ortaya çıkan sebeplere göre sona erdiren yenilik doğurucu bir hak olduğundan, bağışlanan ancak dönme (rücu) anında elinde kalan miktarı vermekle yükümlüdür. Bu hak TBK"nin 297. maddesine göre geri alma sebebinin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içerisinde kullanılmalıdır.
Somut olayda: anılan boşanma davasında tarafların eşit kusurlu kabul edilerek boşanmalarına karar verildiği, bu durumda, boşanma davasında toplanan deliller ve tanık anlatımlarından davalının davranışlarının tek başına boşanmaya neden olmadığı, hayatın olağan akışı içerisinde makul düzeyde kaldığı saptandığına göre, toplanan tüm deliller yukarıda değinilen ilke ve olgularla birlikte değerlendirildiğinde, davalının davacıya karşı yükümlü olduğu vazifeleri önemli ölçüde ihmal etmediği, sonuç itibariyle bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediği kanaatine varılmaktadır.
./..
Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.