Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3954
Karar No: 2017/5150
Karar Tarihi: 14.06.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/3954 Esas 2017/5150 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı İngiliz uyruklu ve Türkçe bilmemektedir. Davacı, davalı ile evlenmeyi düşündükleri için bir gayrimenkul satın almak üzere 182 ada 8 parselde kayıtlı olan gayrimenkulu satın almak üzere annesiyle birlikte 55.000 Euro banka havalesi ile ödeme yapmıştır. Ancak, taşınmazın adının davacının annesi tarafından devredilmesi gerektiğini öğrenmiştir. Ancak, annesinin pasaportu kaybolduğu için devir işlemi yapılamadığı ve davalının telkinleriyle taşınmazın adına tescil edildiği öğrenilmiştir. Davalı diğer tüm ödemelerin yapıldığını iddia etmiştir. Mahkeme davayı reddetmiştir. Ancak, Yargıtay bu kararı bozmuştur. Mahkeme davalının ödeme yükümlülüğünü ispat edememesi nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının kabul edilmesi gerektiğine karar vermelidir.
Kanun Maddeleri: İnanç sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu Madde 493 - 501.
14. Hukuk Dairesi         2015/3954 E.  ,  2017/5150 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.10.2013 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir.
    Davacı, İngiliz uyruklu olup türkçe bilmediğini, davalı ile evlenmeyi düşündüklerini 182 ada 8 parselde kayıtlı gayrimenkulü satın almak üzere annesinin İngiltere"de bulunan evni satarak taşınmaz maliki olan İrlanda vatandaşı Gerard Ken Smith"e önce 5000 Euro peşin sonra da 55.000 Euro banka havalesi ile gönderdiğini, taşınmaz malikinden vekaletname almış ise de bu vekaletname ile kendi adına satış yapamayacağı bildirilince devir işlemlerinin annesi adına yapılmasını istediğini ancak o sırada annesinin pasaportu şüpheli bir biçimde kaybolunca davalının nasıl olsa evlenecekleri telkiniyle taşınmazın adına tescilini sağladığını davalının kendisini kandırarak başka bir evide dahil olmak üzere bütün malvarlığını elinden aldığını, oturmakta oldukları dava konusu evden annesiyle birlikte kovulduğunu belirterek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde 60.000 Euro satış bedelinin satış tarihinden itibaren dövize uygulanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı, yasal süresi geçtikten sonra verdiği cevap dilekçesinde, davacıya vekaleten devir ile ilgili tüm ödemelerin yapıldığını, vekaleten satış yapan
    kişinin almış olduğu satış bedelini kendi hesabından vekalet sahibine göndermesi gerektiğini, davacının hata, hile ikrah ya da gabine dayanmadığını, asılsız bir kısım iddialar ile bu davayı açtığını, taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını ortada yazılı bir delil yokken iddianın tanık ifadeleri ile ispatlanmasının da mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece dava reddedilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.
    İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen inançlı işlemin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın inanılan tarafından kullanılma, yönetilme ve inanana iade şartlarını çeren borçlandırıcı bir işlemdir.
    05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleşterme Kararında belirtildiği gibi; inanç sözleşmesi inanılana bir hakkın kullanılmasında davaranışlarını, inananın tespit ettiği amaca uydurmak borcunu yükler. Diğer bir anlatımla; inanan inanılan namına yapılacak bir işlemden sonra taşınmazın mülkiyetini ona (inanana) geçirme yükümlülüğü altına girmiştir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
    Eldeki davada; dava konusu taşınmazın satış bedelinin davacı tarafından taşınmaz malikine ödendiği banka kayıtları ile sabittir. Bu husus davalının da kabulündedir. Ancak, davalı satış bedelini davacıya nakden elden ödediğini savunmuş ise de, bu savunmasını destekler bir belge ibraz edememiştir. Bu şekilde satış bedelini davacıya ödediğini savunmakla artık ispat yükü davalıya geçmiştir. Davalı bu savunmasını, yani satış bedelini kendisinin ödediğini ispat edemediğine göre mahkemece tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle davanın reddi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davanın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi