Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/19692
Karar No: 2017/709
Karar Tarihi: 06.02.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/19692 Esas 2017/709 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/19692 E.  ,  2017/709 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan anneleri ...’ın kayden maliki olduğu 898 parsel sayılı taşınmazı önce dava dışı ...’a temlik ettiğini, bu kişinin de mirasçı kardeşleri ...’ya devrettiğini, daha sonra bu taşınmazın kardeşleri ...’e temlik edildiğini, ... tarafından da kızı Hacer Öz’ün eşi olan davalı ...’e satış gösterilmek suretiyle devredildiğini, dava konusu taşınmazla ilgili daha önce mirasçı ... tarafından kardeşleri ...’ya karşı açılan davada ...’nin miras payı oranında iptale karar verildiğini, dava konusu taşınmazın mirastan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak devredildiğini ileri sürerek, miras payları oranında tapu kaydının iptali ile adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, dava konusu taşınmazı paydaşlarına sorarak satın aldığını, yapılan satış işlemlerinin yasal olduğunu, satış aktiyle beraber bedelin nakten ödendiğini, kendisine satış işlemini yapan kişinin akli melekelerinin yerinde olduğunu, sözkonusu taşınmaz için 22.500-Tl masraf ettiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalının muris ...’ın mirasçısı olan ...’ün kızı ile evli olduğu ve yapılan devir işlemlerinden yakın akrabalık nedeniyle haberinin olabileceği murisin gerçek iradesinin satış değil bağış olduğu, bu hususun ayrıca ... AHM’nin 2008/201 esas 2008/220 karar sayılı dosyası ile de belirlendiği, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, aslında bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    ./..
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli, 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 706., 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 237. ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa sebebiyle geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Diğer taraftan, miras bırakanın mirasçısından mal kaçırma amacıyla yaptığı temliki işlemler bakımından miras bırakanın iradesi ile mirasçıların yararının çatıştığı kuşkusuzdur. Bunun sonucu olarak da, her bir mirasçının kendi hakkı yönünden üçüncü kişi sıfatıyla miras payı oranında tapu iptali-tescil isteğinde bulunabilmesine olanak tanınmıştır. Öte yandan, bu isteğin mirasçı olmayan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebileceğinde de kuşku yoktur.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 898 parsel sayılı taşınmaz, muris ... adına kayıtlı iken murisin ölümünden önce 16/06/1994 tarihli satış işlemi ile muris tarafından dava dışı ...’a, ... tarafından da 18/08/1994 tarihli satış işlemi ile murisin oğlu dava dışı ...’ya temlik edilmiştir. Mirasçılardan ... tarafından diğer mirasçı ve kayıt maliki olan ... aleyhine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak iptal tescil davası açılmış, ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/201 Esas 2008/220 Karar sayılı hükmü ile çekişme konusu 898 parsel sayılı taşınmazın 1/6 payının iptali ve ... adına tesciline karar verildiği, daha sonra 06/05/2013 tarihli resmi akit ile de, 5/6 pay sahibi ... ve 1/6 pay sahibi ...’ün paylarını davalı ...’a satış yolu ile devrettikleri anlaşılmaktadır.Eldeki davada davalı ..., mirasçı ...’nin damadı olmasından kaynaklanan yakın akrabalık ve muris muvazaası nedenine dayalı olarak daha önce açılıp sonuçlanan tapu iptal tescil davası nedeniyle yapılan devir işlemlerini bildiği veya bilebilecek konumda olduğu mahkemece saptanarak davacıların muris muvazaası iddiasının sabit görülmesinde bir isabetsizlik yoktur.
    Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesinde belirtildiği gibi, mahkemelerce verilen kararların, her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması gerekeceği kuşkusuzdur. Anılan husus kamu düzeniyle ilgili olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında gözetilmelidir.
    Ne var ki; somut olayda açıklanan yasal düzenleme nazara alınmaksızın çekişme konusu taşınmazın tamamı ve tüm pay kabul kapsamına alınarak, davacıların payları açıkça belirtilmeksizin ve veraset ilamına atıf yapılmaksızın hüküm kurulduğundan hükmün bu haliyle infaz kabiliyetine haiz olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hal böyle olunca; muris ...’a ait veraset ilamına atıf yapılarak çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının,davacıların 3/6 payı oranında iptali ile her bir davacının mirasçılık payı olan 1/6 oranında davacılar adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi