1. Hukuk Dairesi 2014/21854 E. , 2017/708 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, TAZMİNAT VE ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, tazminat ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davacının elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil ve zarar ziyan taleplerinin kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, paydaşlar arası el atmanın önlenmesi, ecrimisil ve tazminat istemine ilişkindir.
Davacı,davalı kardeşleriyle 1/3’er pay maliki oldukları 4180 ada 27 parsel sayılı taşınmazın arsa vasfında olduğunu, kat mülkiyeti ya da kat irtifakının kurulmadığını, taşınmaz üzerindeki binanın bodrum+zemin+4 normal kat ve çatıdan oluştuğunu, paydaşlar arasında yapılan taksim sözleşmesine göre 1.kattaki 2 no’lu daire ile 2. kattaki 3 no’lu dairenin kendisine bırakılıp, bodrum kattaki dükkanın ise tüm paydaşlar arasında ortak kaldığını, taraflar arasında pek çok ihtilaf nedeniyle açılmış hukuk ve ceza davaları ile ortaklığın giderilmesi davası bulunduğunu,davalıların baskı ve tehditleri sonucu kiracılarının 2 no’lu daireyi tahliye etmek zorunda kaldığını, sözü edilen dairenin 29/05/2011 tarihinde kiraya verdiğini, kira sözleşmesinde daire numarası 2 yazmakta iken davalılarca 1 yapıldığını ileri sürerek davalıların ön cepheye bakan 2 no’lu daireye el atmalarının önlenmesine, 30/05/2011 tarihinden itibaren fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 6.000-Tl ecrimisil bedeli ile verilen zararlara karşılık 2.000-Tl tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, dava konusu taşınmazın tamamı davalı ... adına kayıtlı iken davacı ve diğer davalı ...’e de pay verdiğini, kendi aralarında daire ve dükkanları rızaen taksim ettiklerini, davacının ön cepheye bakan 2 no’lu dediği dairenin 1 nolu daire olduğunu ve kardeşleri Kamer’e verildiğini, davacıya ise aynı kattaki Tülin Caddesine cepheli 2 no’lu dairenin verildiğini, kullanımlarının da öteden beri bu şekilde olduğunu, dava konusu dairenin davacıyla bir ilgisinin olmadığını,taşınmazın tapu kaydına göre müşterek mülkiyet olduğundan müşterek malikler arasında el atmanın önlenmesi davası görülemeyeceğini ecrimisil ve tazminat istemlerinin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır
./..
Mahkemece, dava konusu paylı mülkiyete tabi taşınmazın kullanımıyla ilgili taraflar arasında paylaşım yapıldığı, çekişme konusu dairenin davacıya ait ve onun hakimiyetinde olduğu ancak davalılarca ele geçirildiği ve kapıya zarar verildiği gerekçesiyle, davalıların 27 parseldeki zemin üzeri normal 1. kattaki Cüneyt Sokağa cepheli mesken niteliğindeki daireye el atmalarının önlenmesine, ecrimisil ve tazminat taleplerinin ise kısmen kabulü ile 6.740-Tl alacağın davalılardan tahsiline karar verilmiş olup karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki el atmanın önlenilmesini ve ecrimisil istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi ortaklardan biri öteki ortakların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan, taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine tek başına el atmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, ortak ya da paydaşın payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa, açacağı el atmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur.
Diğer taraftan, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse, kayıtta paylı eylemsel olarak(fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyuun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşma sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali ve davaya konu taşınmazın kamu malı olması halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı).
../...
Ne var ki; mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda hüküm vermeye yeterli inceleme ve araştırma yapıldığını söyleme olanağı yoktur.
Şöyle ki; davacının paylı mülkiyet hükümlerine tabi olup ancak kat mülkiyeti ve kat irtifakı oluşmayan taşınmazda ön cepheye bakan 2 no’lu dairenin taksim sonucu kendisine bırakıldığını, davalıların bu daireyi kiraya vermek suretiyle yararlandığını iddia etmesine karşılık davalılar da, savunmalarında ön cepheye bakan 2 no’lu daire değil, 1 no’lu dairenin davacıya verildiğini ileri sürmüşlerdir.
Bu durumda öncelikle taraflar arasında fiili taksim yapılıp yapılmadığının, taraflar arasında fiili taksim mevcut ise bunun hangi tarihte bozulduğunun açıkça saptanması, fiili taksim olgusu saptanamazsa paylı mülkiyet hükümlerine göre tarafların dayandıkları Kartal 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/2195 esas sayılı ortaklığın giderilmesi dava dosyası ile .... Sulh ceza Mahkemesi’nin 2010/414 esas, .... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/248 esas, Kartal 1. Asliye Hukuk mahkemesi’nin 2011/116 esas, .... Sulh Hukuk mahkemesi’nin 2009/1523 esas sayılı dosyaları ve güncel tapu kaydı da getirtilerek toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek sonuca gidilmesi isabetli olmamıştır.
Davalıların temyiz itirazları, değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.