11. Hukuk Dairesi 2019/2296 E. , 2020/259 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21/12/2017 tarih ve 2016/20 E- 2017/1084 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 20/02/2019 tarih ve 2018/464 E- 2019/234 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl davada, davacının davalı Onke .. Ltd.Şti.’nin yetkilisi olan...’in yanında sekreter olarak sigortalı çalışmayı başladığını, bu şahsın yönlendirmesi ile SGK’ya verilmek üzere 2007 yılında bir takım evraklar imzaladığını, bu evrakların davalı ... ... Ltd. Şti’nin kuruluşuna ait evraklar olduğunu bilmediğini, 2015 yılında E-Devlet sisteminden sorgulama yaptığında şirket ortağı olduğunu öğrendiğini, ... hakkında savcılığa şikayetçi olduğunu ve fakat bu kişinin vefatı nedeniyle hakkında takipsizlik kararı verildiğini, karar defterinde sahte imzalarla kararlar alındığını ve davacının müdür olarak atandığını, ...’in ölümünden önce şirketin tasfiyesi için işlemlere başlanıldığını ve fakat bu kişinin ölümü üzerine tasfiyenin tamamlanamadığını, fiilen ortada bir şirket olmadığını ve şirketin organının da bulunmadığını ileri sürerek ... İnş. Turz. San. Tic. Ltd. Şti.’nin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada şirket kuruluşuna ait imzaların hile ile imzalatıldığını savunarak şirket kuruluşana ilişkin işlemlerin mutlak butlan ile batıl olduğunun ve davacının şirketin hiçbir zaman ortağı olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı ... vekili, şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı Onke İnşaat Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
Davalı ... İnş. Turz. San. Tic. Ltd. Şti.kayyımı, asıl dadava şirketin feshi ve tasfiyesine karar verilmesinin gerektiğini beyan etmiş, birleşen davaya yönelik ise davacının noter evraklarında ve bir takım evraklarda imzası olması nedeniyle hile iddiasına ilişkin hak düşürücü sürenin geçtiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, asıl davada ... İnş. Turz. San. Tic. Ltd. Şti’nin fiilen faaliyette olmadığı, davacı ortağın imzalarının sahte olarak kullanılması nedeniyle güven ortamının ortadan kalktığı, şirketin hayatiyetini devam ettirmesinin hem ortaklar açısından hem de ülke ekonomisi açısından bir faydasının bulunmadığı gerekçesiyle davalı şirketin TTK"nin 636/3.maddesi hükmü uyarınca fesih ve tasfiyesine, ... İnş. Turz. San. Tic. Ltd. Şti. dışındaki diğer davalıların tasfiyeye ilişkin davada pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle bu davalılar yönünden asıl davanın reddine, birleşen davada davacının şirkete ortak olduğunu en geç kendi imzası olan 2013 tarihli ortaklar kurulu kararında öğrendiği, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce, bir sekreterin noterlikte yapılan resmi işlemler dahil imzası kendisine ait çıkan 09/01/2013 tarihli genel kurul kararı tarihine kadar şirketle ilgili imzaladığı evrakın mahiyetini algılayacak seviyede donanım sahibi olduğunun kabulü gerektiği, davacının iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, uzun yıllar sekreter olarak çalıştığı yerde şirket kurucu ortağı ve yöneticisi olduğunu bilmeden çalışması şirketle ilgili attığı her imzayı SGK evrakını imzaladığını zannederek ve..."in aldatması nedeniyle attığını kabul etmenin yaptığı iş itibariyle de mümkün olmadığı, bu nedenle davacının nihayetinde 09/01/2013 tarihinde ortak olduğunu öğrenmiş olduğunun kabulünün dosya içeriğine uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 20,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.