19. Hukuk Dairesi 2017/1642 E. , 2019/1156 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket ile yağ ticareti yaptığını, davalı şirketten 550 ton civarı kanola yağı ve rafine aspir yağı alarak Akhisar"da yağ ticareti ile uğraşan ..."a sattığını, bunun karşılığında ... keşideli müvekkilinin cirosunun olduğu çeklerin verildiğini, bu çeklerden 4 tanesinin Akhisar 1.İcra Müdürlüğünün 2016/441 Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, diğer çeklerin bedelsiz olarak davalı şirketin elinde bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirkete 1.680.000,00 TL. toplam borcunun bulunduğunu, müvekkilinin haciz tehdidi ve 25 yıllık itibarının zedelenmemesi için davalı şirket yetkilisi ...ile anlaşmaya vardığını, mülkiyeti müvekkilinin kardeşi ..."e intifa hakkı müvekkiline ait ... mevkii 7388 ada 1 ve 2 nolu parseldeki taşınmazları çeklerin teminatı olarak 29/01/2016 tarihinde davalı şirket yetkilisine devrettiğini, taşınmazın 2.500.000,00 TL bedelinde olduğunu, ayrıca müvekkilinin davalıya banka aracılığı ile 330.000,00 TL ödemede bulunduğunu, davalı şirket yetkilisi ile yapılan taahhütnameye göre 1 yıl içinde borç ödendiğinde tapunun geriye alınacağının belirtildiğini, ancak buna rağmen Akhisar 1.İcra Müdürlüğünün 2016/441 Esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu, davalı şirket yetkilisinin borç miktarının çok üzerinde müvekkilinden alacağını 2.650.000,00 TL olarak belirttiğini, tefecilik yaptığını, müvekkilinin çekler dışında borcunun olmadığını, ayrıca bedelsiz senet için müvekkili hakkında takip başlattığını ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, takibin ve çeklerin iptaline ve %20" den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından dosyaya sunulan 28/01/2016 tarihli taahhütname başlıklı belgeden davacının müvekkiline 2.650.000,00 TL borcu olduğunu kabul ettiğini, belgede borç tahsil edildiğinde ibaresinin bulunduğunu ve herhangi bir ödemenin yapılmadığının tarafların müşterek imzaları ile tespit edildiğini, davacının 2 adet arsa devir ettiğini ve bunun borcu karşıladığını belirttiğini, taşınmazların bedelinin ekspertiz raporuna göre 1.600.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, taşınmazda başka hissedarın da olduğunu, bu durumda davalının elinde 1.600.000,00 TL değerinde teminat dahi bulunmadığını, Akhisar 1.İcra Müdürlüğünün 2016/441 Sayılı dosyası ile müvekkilinin teminatsız kalan alacağı hakkında borcunu tahsil edebilmek için gayret içerisine girdiğini takip başlattıklarını savunarak davanın reddi ile %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılamaya göre taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava dilekçesinde belirtilen çeklerin davacıya teslim edilen mal karşılığı davalıda bulunduğu, davalının Akhisar 2.İcra Müdürlüğünün 2016/441 takip sayılı dosyası ile çeklerden bir kısmı ile ilgili olarak davacı hakkında icra takibi başlatıldığı, 28/01/2016 tarihli taraflar arasında imzalanan taahhütnamede davacının davalıya 2.650.000,00 TL borcunun olduğu ve bir yıl içinde alacağın ödenmesi halinde davalı tarafından Çeşme"de aldığı tapuların ..."e iade edileceğinin yazılı olduğu, davacı tarafından bunun dışında yazılı belge sunulamadığı, dolayısı ile davacının çeklerin ve icra takibinin bedelsiz kaldığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Akhisar 1. İcra Müdürlüğü 2016/441 E. sayalı takip dosyasının dayanağı olan 4 adet çeke dayalı takipten dolayı, ayrıca takip dışı 8 adet çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı dava konusu çeklerden kaynaklanan borcunu ödemek için davalıya 2 adet gayrimenkul devredildiğini ve 28/01/2016 tarihli taahhütname ile taahhütname tarihinden itibaren 1 yıl içinde borcun ödenmesi durumunda gayrimenkullerin iade edileceğinin kararlaştırıldığını ileri sürmüştür. Davalının da kabulünde olan 28/01/2016 tarihli taahhütnamede davacının 2.650.000,00 TL borcundan bahsedildiği ve dava konusu çeklerin toplamının da bu miktardan küçük olduğuna göre takip dayanağı 4 adet çekin bu taahhütname gereğince, 28/01/2017 tarihinden önce takibe konulması mümkün değildir. Zira bu taahhütname ile davalının alacaklı olduğu muaccel olan tüm çeklerin muacceliyet durumu 1 yıl ertelenmiş yani imhal edilmiştir. Bu durumda imhal süresi içinde 23/02/2016 tarihinde yapılmış takipten dolayı takip tarihi itibari ile davacının davalıya borcu bulunmamaktadır. Bu itibarla davacının takibe yönelik menfi tespit davasının kabulü gerekmektedir. Ancak takip dayanağı çekler ve takip yapılmayan 8 adet çekten dolayı davacının davalıya müeccel borcu devam etmektedir. Bu itibarla davacının çeklere yönelik iptal talebinin ise reddi gerekir. Davacının takipten dolayı borçlu olmadığı saptandığından, sadece bu hususta menfi tespit kararı verilmeli, takip dayanağı çeklerin iptal talebi reddedilmelidir. Zira bu çekler imhal tarihi bittikten sonra takibe konulabilecektir. Mahkemece konunun bu şekilde değerlendirilmesi gerekirken yazılı nedenlerle davanın tamamen reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.