Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/3942
Karar No: 2019/641
Karar Tarihi: 30.05.2019

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/3942 Esas 2019/641 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/3942 E.  ,  2019/641 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Sakarya 2. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.03.2015 tarihli ve 2015/567 E., 2015/112 K. sayılı kararın davacı ... vekili ile davalı ... vekilince temyizi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 08.06.2015 tarihli ve 2015/10039 E., 2015/11265 K. sayılı kararı ile;
    “...Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilâmına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemece, dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 26. maddesi olup, davalıların sorumluluğu kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasa"nın 26/1. maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücû alacağından sorumluluğu olanağı tanınmıştır. Aynı Yasa"nın 26/2. maddesinde ise, 3. kişinin rücû alacağından sorumluluğu için, kasıt veya kusuruyla iş kazasının oluşumuna etkide bulunma koşulu öngörülmüştür. İşveren veya üçüncü kişiler ile üçüncü kişileri çalıştıranlara rücû olanağı anılan maddede öngörülen sayılı ve sınırlı durumların gerçekleşmesi hâlinde mümkün olup, 506 sayılı Yasa"nın 26. maddesine dayalı dava kapsamında, maddedeki sorumluluk hallerinin genişletilmesi veya genel hükümler uyarınca kusursuz sorumluluk yoluna gidilmesine olanak bulunmamakta olduğundan davalıların rücû alacağından sorumluluğu ancak, maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür.
    Anılan Yasal düzenleme çerçevesinde kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiği, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığı 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi hükmü doğrultusunda alınacak raporda tartışılmalıdır. İşveren yada işverenlerin tamamen kusursuz kabul edilebilmesi için ise, anılan madde gereğince, işyerindeki işçilerin sağlığı ve iş güvenliğini sağlamaya yönelik her türlü tedbiri alması, uygun çalışma ortamı hazırlaması, araçları noksansız bulundurması, işçileri etkin bir biçimde denetlemesi, gözetlemesi, bütün yükümlülüklerini özenle yerine getirmesi gerekir.
    Hâl böyle olunca, Kurumun açtığı iş bu rücu davasında; İşçi sağlığı ve İş Güvenliği mevzuatı ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden asıl işveren sıfatına sahip olan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığının kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınıp irdelenerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hükmü temyiz etmeyen davalılar yönünden davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da gözetilerek karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır...”
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı ... vekili, dava dışı sigortalı İsrafil Çoban"ın davalılardan Sakallıoğulları Temizlik Oto. Pet. Ürün. Tic. San. Ltd. Şti. bünyesinde temizlik işçisi olarak çalışmakta iken 02.12.2003 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda vefat etiğini, yaşanan olay neticesinde sigortalının hak sahiplerine gelir bağlandığını, davalı Sakallıoğulları Temizlik Oto. Pet. Ürün. Tic. San. Ltd. Şti."nin diğer davalı ... Başkanlığının alt işveren şirketi olarak çöp toplama ve temizlik işlerini yaptığını, adı geçen davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunu, toplanan çöplerin Sakarya Büyükşehir Belediyesine ait çöp dökme alanına dökülmesi sırasında ..."ün sevk ve idaresindeki çöp kamyonunun geri geldiği esnada sigortalının kamyonun sağ arka tekerleğinin körüğüne sıkışarak vefat ettiğini, iş kazasının davalılardan ..."ün sıkışık alanda geri manevra yaparken manevra alanını denetlememesi, dikiz aynalarını kullanmaması, davalılardan şirket yetkilisi ... ile işveren şirket Sakallıoğulları Temizlik Oto. Pet. Ürün. Tic. San. Ltd. Şti."nin de gerekli ve yeterli iş güvenliği tedbirlerini sağlamadan işçi çalıştırması sonucunda kusurları ile meydana geldiğini, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığının da asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğunu, iş kazası ile ilgili olarak sigortalının mirasçıları tarafından davalılar aleyhine tazminat davası açıldığını, bu davada Sakallıoğulları Temizlik Oto. Pet. Ürün. Tic. San. Ltd. Şti."nin %40, ..."nın %20, ..."ün %10 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini ve verilen kararın 21. Hukuk Dairesinin kararı ile onanarak kesinleştiğini ileri sürerek sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri olan 66.364,43TL"nin tahsis onay tarihi olan 29.07.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahisiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacı ... vekili, 17.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile sigortalı İsrafil Çoban"ın hak sahiplerinden Hanife Çoban"a bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin davalıların kusuruna isabet eden 40.606,54TL"sinin tahsis onay tarihi olan 27.09.2010 tarihinden itibaren, hak sahiplerinden Aylin Çoban"a bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin davalıların kusuruna isabet eden 12.574,40TL"sinin tahsis onay tarihi olan 27.09.2010 tarihinden itibaren, hak sahiplerinden İrem Çoban"a bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin davalıların kusuruna isabet eden 13.183,49TL"sinin tahsis onay tarihi olan 25.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, sigortalı İsrafil Çoban"ın Belediyede geçen bir çalışmasının bulunmadığını, davalı Sakallıoğulları Temizlik Oto. Pet. Ürün. Tic. San. Ltd. Şti."nin çalışanı olduğunu, kazanın davalı şirketin iki elemanı arasında yaşandığını, müvekkilinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde 21.07.2003 tarihinde "Katı atıkların toplanması, taşınması, el ve makine ile ana cadde, tretuvarların süpürülmesi" işini ihale ile diğer davalı Sakallıoğulları Temizlik Oto. Pet. Ürün. Tic. San. Ltd. Şti."ye verdiğini, Belediyenin 4734 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde ihaleyi vermiş olmasının asıl işveren olmasını sağlamayacağını, sigortalının mirasçıları tarafından açılan tazminat davasında ve kaza hakkında açılan ceza davasında alınan bilirkişi raporlarında Belediyeye kusur verilmediğini belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
    Davalılar Sakallıoğulları Temizlik Oto. Pet. Ürün. Tic. San. Ltd. Şti. ve ... vekili, dava dilekçesinde yer alan kusur oranlarının eldeki dava bakımından bir bağlayıcılığının bulunmadığını, ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda sigortalının 4/8 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkillerinin kazanın meydana gelmesinde bir kusurlarının bulunmadığını, kusurlarının olduğunun düşünülmesi hâlinde ise yeniden inceleme yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
    Mahkemece, davalı Sakallıoğulları Oto. Temz. Pet. Ürn. Tic. San. Ltd. Şti"nin 21.07.2003 tarihinde katı atıkların toplanması, taşınması, el ve makine ile cadde ve tretuvarların süpürülmesi işini davalı ... Belediyesinden ihale ile aldığı, Sakarya Büyükşehir Belediyesinin asıl işveren durumunda olup davalı Sakallıoğulları Oto. Temz. Pet. Ürn. Tic. San. Ltd. Şti"nin alt işveren şirket durumunda olduğu, Sakarya Büyükşehir Belediyesinin de meydana gelen iş kazasından dolayı sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle sigortalının mirasçıları tarafından açılan tazminat davasında belirlenen kusur oranlarını dikkate alınarak davacı Kurum tarafından sigortalı İsrafil Çoban"ın vefatı ile hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirden hak sahibi Hanife Çoban"a ödenen 40.606,54TL gelirin 27.09.2010 tarihinden itibaren, hak sahibi Aylin Çoban"a ödenen 12.574,40TL gelirin 27.09.2010 tarihinden itibaren, hak sahibi İrem Çoban"a ödenen 13.183,49TL gelirin 25.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Davalı ... vekili ile davalılar Sakallıoğulları Temizlik Oto. Pet. Ürün. Tic. San. Ltd. Şti. ve ... vekili tarafından temyizi üzerine Özel Dairenin 14.04.2011 tarihli kararı ile Kurum tarafından açılan rücu tazminatı davasında sigortalının hak sahipleri tarafından açılan tazminat davasındaki kusur raporu esas alınarak hüküm kurulduğu, söz konusu tazminat davasında alınan kusur raporunun o davada taraf olmayanlar yönünden bağlayıcı olmadığı gibi anılan raporda asıl işveren sıfatı ile davada taraf olan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığının kusuruna yönelik bir irdelemenin de bulunmadığı, bu nedenle Kurumun açtığı rücu davasında İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatı ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınıp irdelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
    Mahkemece, Özel Dairenin bozma kararına uyularak, kusur oranlarının tespiti bakımından bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığı, alınan raporda ..."ün %10, Sakallıoğulları Temizlik Oto. Pet. Ürün. Tic. San. Ltd. Şti."nin %58, Yusuf Sakallı"nın %2 ve sigortalı İsrafil Çoban"ın %30 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiği, bu raporun hükme esas almaya yeterli bulunduğu, asıl işveren olan Belediye Başkanlığının dava konusu alacaklardan müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davacı Kurum tarafından sigortalı İsrafil Çoban"ın vefatı ile hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirden hak sahibi Hanife Çoban"a ödenen 40.606,54TL gelirin 27.09.2010 tarihinden itibaren, hak sahibi Aylin Çoban"a ödenen 12.574,40TL gelirin 27.09.2010 tarihinden itibaren, hak sahibi İrem Çoban"a ödenen 13.183,49TL gelirin 25.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Davacı ... vekili ile davalı ... vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda karar başlığında açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Mahkemece, meydana gelen kaza olayına ilişkin olarak iş güvenliği konusunda ve iş kazasının bulunduğu iş kolunda uzman heyetten rapor alındığının sabit olduğu, alınan kusur raporunda taraflara ilişkin kusur oranlarının yüzdelik oranda tek tek belirtilmek suretiyle irdelendiği, davalı ... Belediye Başkanlığının 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinin 6. fıkrası ile 506 sayılı Kanun"un 87. maddesinde (5510 sayılı Kanun"un 12. maddesinde) öngörülen asıl işveren alt işeveren ilişkisi çerçevesinde asıl işveren konumunda bulunduğu ve bu nedenle alt işveren ile birlikte meydana gelen kaza olayında müteselsilen sorumlu olduğunun açıkça belirtildiği, davalı ... Belediye Başkanlığının davalı şirket ile asıl işveren alt işveren ilişkisi nedeniyle aynı oranda kusur sorumluluğunun bulunduğu, kusur oranının açıkça yüzdelik dilim olarak yazılmasının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda asıl işveren sıfatına sahip olan Sakarya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığının, alt işveren olan davalı şirket ile aralarındaki ilişki nedeniyle aynı oranda kusur sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve buradan varılacak sonuca göre Belediye Başkanlığının kusur oranının tespiti bakımından yeniden bilirkişi raporu alınmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesine göre bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye ise iş ilişkisi denir.
    4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 7. fıkrasına göre bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
    506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun "Üçüncü Kişinin Aracılığı" başlığını taşıyan 87. maddesinin 1. fıkrasında da, “Sigortalılar üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işveren de sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
    506 sayılı Kanun"un 87. maddesinin 1. fıkrasında yer alan bu düzenlemeye benzer bir düzenleme, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 12. maddesinin 6. fıkrası ile de getirilmiş olup “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.” denilmektedir.
    4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 7. fıkrası ile işçilerin İş Kanunu"ndan, sözleşmeden ve toplu iş sözleşmesinden doğan hakları, 506 sayılı Kanun"un 87. maddesinin 1. fıkrası ve 5510 sayılı Kanun"un 12. maddesinin 6. fıkrası ile de Kurumun alacakları ve işçinin sosyal güvenlik hakkı daha geniş koruma ve güvence altına alınmak istenmiştir. Aksi hâlde, bu kanunlardan kaynaklanan yükümlülüklerinden kaçmak isteyen işverenlerin işin bölüm veya eklentilerini muvazaalı bir biçimde başka kişilere vermek suretiyle yükümlülüklerinden kaçması mümkün olurdu.
    Asıl işveren ile alt işverenin birlikte sorumluluğu "müteselsil sorumluluktur". Asıl işveren, doğrudan bir hizmet sözleşmesi bulunmamakla birlikte 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 6. fıkrası gereğince alt işverenin işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu nedenle meslek hastalığına veya iş kazasına uğrayan alt işverenin işçisi veya ölümü halinde mirasçıları tazminat davasını müteselsil sorumlu olan asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte açabilecekleri gibi yalnızca asıl işverene veya alt işverene karşı da açabilirler.
    Alt işverenden söz edebilmek ve asıl işvereni, aracının borçlarından sorumlu tutabilmek için bir takım zorunlu unsurlar bulunmaktadır.
    a) İşyerinde işçi çalıştıran bir asıl işveren bulunmalıdır. Sigortalı çalıştırmayan “işveren” sıfatını kazanamayacağı için, bu durumdaki kişilerden iş alanlar da aracı sayılmayacak ve anılan madde kapsamında dayanışmalı sorumluluk doğmayacaktır.
    b) Bir başka işveren, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde iş almalı ve sigortalı çalıştırmalıdır.
    c) İşverenlik sıfatını, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırılması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Bu kişinin diğer bir takım işyerlerinde çalıştırdığı sigortalılar nedeniyle kazandığı işverenlik sıfatının sonuca etkisi bulunmamaktadır.
    d) İşverenden alınan iş, işverenin sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir işyeri olarak değerlendirilebilecek nitelikte olmamalıdır, aksi hâlde iş alan kimse aracı değil, bağımsız işveren niteliğinde bulunacaktır.
    e) İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, iş anahtar teslimi verildiğinde veya işveren kendi iştigal konusu olmayan bir işi kendisi sigortalı çalıştırmaksızın bölerek ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı) Kanunun tanımladığı anlamda asıl işveren olmayacağından, bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmayacaktır.
    f) Alt işverenin aldığı iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi yada yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin bütünleyici, yardımcı parçası olup olmadığıdır. İş yerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcısı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi halinde, alt işverenden söz etme olanağı kalmayacak, ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davalı ... ile davalı Sakallıoğulları Temizlik Oto. Pet. Ürün. Tic. San. Ltd. Şti. arasında "Katı atıkların (çöp) toplanması, taşınması, el ve makine ile ana cadde ve tretuvarların süpürülmesi" işine ilişkin olarak hizmet alım sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye konu işin davalı ... Başkanlığının asıl işi olduğu ve asıl işveren sıfatının bulunduğu, davalı şirketin ise alt işveren konumunda bulunduğu, asıl işveren sıfatına sahip Sakarya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığının, 506 sayılı Kanun"un 87. maddesinin 1. fıkrasında yer alan sorumluluk ilkesinden hareketle, alt işveren Sakallıoğulları Temizlik Oto. Pet. Ürün. Tic. San. Ltd. Şti."nin yaşanan kazadan dolayı kusurunun bulunması nedeniyle alt işveren şirket ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
    Şu hâlde, yukarıda açıklanan nedenler gözetildiğinde direnme kararı yerindedir.
    Ne var ki, Özel Dairece bozma nedenine göre direnme kararını temyiz eden davalı ... Başkanlığının diğer temyiz itirazları ile ilgili temyiz incelemesi yapılmamıştır.
    Hâl böyle olunca, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazları ile ilgili inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan davalı ... vekilinin davanın esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.05.2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi