MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında;TCK’nın 157/1, 62, 52/2-4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2-Sanık ... hakkında;beraat

Dolandırıcılık suçundan sanık ...’ın beraatine ilişkin hüküm ile sanık ...’in mahkumiyetine ilişkin hüküm; katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde katılanı arayarak kendilerini mit mensubu olarak tanıttıkları ve katılandan bildirdikleri kartlara para yatırmasını istedikleri bunun üzerine katılanın tanık ...’a ait kredi kartına 5.800 TL ...’ın kredi kartına 1.500 TL yatırdığı daha sonra sanıkların ... isimli şahsa ait kredi kartından kuyumcuda alışveriş yaparken yakalandıkları bu şekilde sanıkların iştirak halinde dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan olayda; hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında kaldığı ve delillerin takdiri ile değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu anlaşılmış ise de; halen geçerliliğini sürdüren 10/06/1942 gün 26-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 09/05/2017 gün ve 2014/469 Esas, 2017/260 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere merci tayini kararları kesin olup, tekrar değerlendirme konusu yapılamayacağı, somut olaya ilişkin yapılan yargılama sırasında da, Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi ile Adana 5. Asliye Ceza Mahkemesi arasında çıkan görev uyuşmazlığı sonucunda, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin07/05/2013 tarih ve 2013/6564 E, 2013/4617 K sayılı ilamıyla Adana 5. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmakla, bu kapsamda yapılan incelemede;
1-Sanık ... yönünden yapılan incelemede;katılan beyanı, hts kayıtları sanığın savunmasında açık kimlik bilgilerini bilmediği Yusuf Bedo isimli şahıstan almış olduğu kredi kartlarından diğer sanık ... ile para çektikten sonra yakalandıklarını savunması, üzerinde dört ayrı kişiye ait kredi kartının da çıkması, yine sanığın üzerinden adli emanet kaydında belirtilen 6125 TL’nin bulunması karşısında sanığın suç tarihi itibariyle 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile uzlaştırma kapsamına alınan atılı suç yönünden mahkumiyetine hükmedilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde beraatine hükmedilmesi,
2-Sanık ... yönünden yapılan incelemede;suç tarihinde 5237 sayılı TCK"nın 158/1-L maddesinin yürürlükte bulunmaması nedeniyle eylemin sanık lehine olan aynı sayılı TCK"nın 157/1 maddesi kapsamında kaldığı dikkate alınarak, sanığa yüklenen basit dolandırıcılık suçu nedeniyle hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
Kabule göre de;
Mahkemece Adli emanetin 2013/591 sırasında kayıtlı para ile ilgili olarak “Fehmi hakkında başka bir suçtan dava açılmamış ise bu konuda Cumhuriyet Başsavcılığı"ndan yazı alındıktan sonra kendisine İADESİNE, dava açılmış ise ilgili Mahkeme tarafından karar verilmesine” şeklinde infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.