Esas No: 2006/4603
Karar No: 2007/5872
Karar Tarihi: 01.10.2007
Zamanaşımı - Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2006/4603 Esas 2007/5872 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir eserin ayıplı yapılması sebebiyle uğranılan zararın tazminine ilişkin bir davada, zamanaşımı def'ının kabul edilerek davanın reddedilmesi hakkında verilen kararı incelemiştir. BK'nın 126. maddesinde belirtilen 5 yıllık zamanaşımı süreleri dikkate alındığında, maddenin 4. fıkrasında belirtilen durumlar hariç tutulduğunda 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olunması gerektiği vurgulanmıştır. Olayda, kesin kabulün yapılması gereken tarihten davacının dava açtığı tarih arasında 10 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmamıştır. Ancak dava konusu eserin yıkılmasına neden olan etkenlerin BK'nın 126/IV. maddesi'nde sayılan hallere girip girmediği belirlenmediğinden, mahkeme keşif yaparak bilirkişi raporu alarak, davanın 5 yıllık mı yoksa 10 yıllık mı zamanaşımı süresine tabi olduğunu belirlemelidir. Eğer davanın 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu anlaşılırsa, davanın reddine karar verilmelidir. Eğer eser ayıplı malzeme kullanılarak yapılmış veya ayıplı bir iş meydana getirilmiş ise, davacının zararı belirlenerek hüküm altına alınmalıdır. 818 S. Borçlar Kanunu'nun 126. maddesi'nde, zamanaşımı süreleri
15. Hukuk Dairesi 2006/4603 E., 2007/5872 K.
15. Hukuk Dairesi 2006/4603 E., 2007/5872 K.
- ZAMANAŞIMI
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 126 ]
"İçtihat Metni"
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eserin ayıplı yapılması sebebiyle uğranılan zararın tazminine ilişkin olup mahkemece davalının zamanaşımı def"inin kabulüyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar BK"nın 126.maddesinde 5 yıllık zamanaşımı süreleri düzenlenmiş ise de aynı maddenin 4. fıkrasında (müteahhidin kastı veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar) hariç tutulmuştur. Böylece bu tür davaların 10 yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğu vurgulanmıştır. Dava konusu olayda davalının yaptığı inşaatın zemininin geçici kabulü 31.08.1994, diğer kısmın geçici kabulü ise 22.10.1996 tarihinde yapılmıştır. Eserin teslimi için kesin kabulün yapılması zorunlu kılınan hallerde zamanaşımının kesin kabulün yapıldığı tarihten, kesin kabul yapılmamış ise kesin kabulün yapılması gereken tarihten başlayacağı Dairemizin yerleşik içtihatları gereğindendir. Bu durumda davanın BK.126/IV. maddesindeki 10 yıllık süre geçmeden açıldığı ortadadır. Ancak davalı tarafından inşaa olunup davacı tarafından kötü yapıldığı iddiası ile yıktırılan inşaatın yıkımına neden olan etkenlerin BK.126/IV. maddesinde sayılan hallere girip girmediği belirlenmediğinden mahkemece mahallinde keşif yapılıp bilirkişi raporu alınarak olayda 5 yıllık mı ya da 10 yıllık mı zamanaşımı süresinin uygulanacağı araştırılarak davanın 5 yıllık zamanaşımı süresine ait olduğunun anlaşılması halinde dava şimdiki gibi reddedilmeli, aksi takdirde inşaatın müteahhidin kasıt veya ağır kusuru ile işi yerine getirmediği ve bilhassa ayıplı malzeme kullandığı veya ayıplı bir iş meydana getirdiğinin anlaşılması halinde ise işin esasına girilerek davacının zararı belirlenerek hüküm altına alınmalıdır. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 01.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.