11. Hukuk Dairesi 2019/1892 E. , 2020/258 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/11/2017 tarih ve 2016/213 E. - 2017/435 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 07/02/2019 tarih ve 2018/733 E- 2019/110 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 1960’lı yıllardan beri “Flamingo” markasının tek ve gerçek hak sahibi olduğunu, 1991 yılından beri bu ibarenin marka olarak davacı tarafından kullanıldığını, markanın 50 yıldan fazla süredir kesintisiz ve nizasız olarak “yiyecek ve içecek sağlanması” hizmetlerinde kullanıldığını, davacının Flamingo markasının 35. sınıf ve 43.sınıf hizmetler açısından tescili için TPMK’ya başvurduğunu, 2013/71263 sayılı başvuruya davalı şirketin önceye dayalı markasal kullanıma dayalı itirazı üzerine başvurudan 43. sınıf hizmetlerin çıkarıldığını, bu karara karşı yaptıkları itirazın TPMK YİDK tarafından reddedildiğini, markaların benzer olmadığını ve “Flamingo” ibaresi üzerinde gerçek hak sahibinin davacı olduğunu ileri sürerek 2016-M-2687 sayılı YİDK kararının iptaline, 43. sınıfta yer alan hizmetler bakımından davacı markasının tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacının Flamingo markasının eskiye dayalı kullanım iddiasının hiçbir resmi belgeye dayanmadığını, 556 sayılı KHK’nin 8/3 maddesi anlamında 1967 yılından beri “FLAMINGO+ŞEKİL” markasını davalı şirketin kullandığını, öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının "FLAMINGO+şekil" ibareli marka başvurusuyla davalı firmanın "Flamingo Pastanesi" ibareli tescilsiz kullanımı karşılaştırıldığında ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, davalı şirketin faaliyet alanı itibarıyla davacı başvurusundaki 43.sınıf hizmetlerin aynı ve benzer olduğu, dosyaya ibraz edilen belgelere göre “Flamingo” ibaresini davalı şirketin 1960’lı yıllardan beri markasal olarak kullandığı, buna karşı davacının kullanımın 1996 yılından itibaren başladığı, “Flamingo” ibaresi üzerinde 556 sayılı KHK’nin 8/3 maddesi kapsamında önceye dayalı gerçek hak sahibinin davalı şirket olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.