Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/7486 Esas 2015/8090 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7486
Karar No: 2015/8090
Karar Tarihi: 12.05.2015

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/7486 Esas 2015/8090 Karar Sayılı İlamı

18. Hukuk Dairesi         2015/7486 E.  ,  2015/8090 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mah.Sıfatıyla)

    Dava dilekçesinde, babalığın tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    1-4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 301. maddesinde; ""Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir."" hükmü yer almaktadır. Aynı Yasanın 426. maddesinde ise “Vesayet makamı, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atar: Ergin bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse, Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa, Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa. “ hükmüne yer verilmiştir.
    Somut olayda, davacı anne tarafından açılan davada küçük Selman’ın gerçek babasının davalı ... olduğunun tespiti istendiği ve davanın küçüğe kayyım tayin ettirilmeden ve Cumhuriyet savcısı ve hazineye ihbarı sağlanmadan karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında mahkemece küçüğe kayyım tayin ettirilip davanın kayyıma yöneltilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve davanın Cumhuriyet savcısı ve hazineye ihbarının sağlanmasından sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik hasımla yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-Kabule göre de;
    Basit yargılama usulüne tabi dava ve işler, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 316. maddesinde sayılmış olup, soybağı davaları bu kapsamda bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu"nun 284. maddesinde de bu yönde hüküm olmadığından yazılı yargılama usulü uygulanmalıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesi hükmüne göre, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir. Bu nedenle mahkemece duruşma açılarak tarafların gösterdiği diğer deliller de toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.