Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1030
Karar No: 2017/1553
Karar Tarihi: 03.03.2017

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/1030 Esas 2017/1553 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2017/1030 E.  ,  2017/1553 K.

    "İçtihat Metni"


    Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 26.12.2016 gün ve 2016/14142 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 06.01.2017 gün ve 2016/402399 KYB. sayılı ihbarnamesi ile;
    Resmi belgede sahtecilik suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25/01/2016 tarihli ve 2015/10318 soruşturma, 2016/557 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin Düzce Sulh Ceza Hâkimliğinin 10/03/2016 tarihli ve 2016/1659 değişik iş sayılı kararını müteakip, müşteki vekilinin soruşturmaya ilişkin yeni delil niteliğinde olan bir rapor sunarak şüpheli hakkında kamu davası açılmasını talep etmesi üzerine Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca daha önceden soruşturma yapıldığından bahisle yeniden soruşturma yapılamayacağı gerekçesiyle verilen 11/05/2016 tarihli ve 2016/3708 soruşturma, 2016/3228 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin Düzce Sulh Ceza Hâkimliğinin 21/06/2016 tarihli ve 2016/3177 değişik iş sayılı kararının "müşteki vekilinin soruşturmaya ilişkin yeni delil niteliğinde olan bir rapor sunarak şüpheli hakkında kamu davası açılması talebi üzerine Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca daha önceden soruşturma yapıldığından bahisle herhangi bir araştırma yapmaksızın yeniden soruşturma yapılamayacağı gerekçesiyle 11/05/2016 tarihli ve 2016/3708 soruşturma, 2016/3228 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 173. maddesinde yer alan “(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir. (2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir. (3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir. (4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir. (5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu Madde hükmü uygulanmaz. (6) İtirazın reddedilmesi halinde; Cumhuriyet savcısının, yeni delil varlığı nedeniyle kamu davasını açabilmesi, önceden verilen dilekçe hakkında karar vermiş olan sulh ceza hâkimliğinin bu hususta karar vermesine bağlıdır." şeklindeki düzenlemeler karşısında, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25/01/2016 tarihli ve 2015/10318 soruşturma, 2016/557 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazının reddine ilişkin Düzce Sulh Ceza Hâkimliğinin 10/03/2016 tarihli ve 2016/1659 değişik iş sayılı kararını müteakip, müşteki vekilinin talebinde gerekçe gösterilen Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 03/03/2016 tarihli raporun yeni delil niteliğinde olup olmadığı ve kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılarak dosyanın yeniden ele alınması gerekip gerekmediği konusunda bir karar verilmesi gerekirken, mercii tarafından Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 11/05/2016 tarihli ve 2016/3708 soruşturma, 2016/3228 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
    Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    "5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun"un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açması, suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek mahkemece yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Somut olayda; Müşteki ... vekilinin 18/03/2016 havale tarihli şikayet dilekçesi ile;" Müşteki müvekkilinin işçi alacaklarını almak amacı ile şüpheli ..."un ortağı ve yetkilisi olduğu ... Madencilik Ltd. Şti., ... Hazır Beton Ltd. Şti., ... Ltd. Şti. ve ... Petrol Ltd. Şti. aleyhine açtığı davanın kısmen kabul edildiği, Müştekinin alacağını tahsil için icra takibi başlattığı, şüphelinin icra takibinin başlangıcında teminat mektubu sunarak tehiri icra kararı aldığı, teminat mektubunun paraya çevrilmesi aşamasında ise suça konu 31.08.2005 vade tarihli 150.000,00 TL bedelli senede dayanarak ihtiyati haciz kararı alan şüphelinin müştekinin alacağına haciz koydurduğu, suça konu senetteki imza ve yazının senedin yazım şekline göre ters yazılıp atıldığı, senedin matbu şekilde el yazısı olmadan doldurulduğu, müştekinin başka bir yerdeki imzasının kullanılarak senede eklendiğinin" iddia edildiği,
    Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/10318 soruşturma sayılı evrakı üzerinden yürütülen soruşturmada İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarından alınan 18.12.2015 tarihli raporda : "İnceleme konusu "..." ibareli el yazıları ve altında atılı bulunan imza ile ... isimli şahsın mevcut mukayese el yazıları ve imzaları arasında kaligrafık ve grafolojik özellikler yönünden uygunluklar bulunduğu belirlenmekle, bahse konu el yazılarının ve imzanın ... isimli şahsın eli mahsulü olduğu,
    Senedin sağ alt bölümündeki "... " ibareli el yazılarının ve imzanın bulundukları bölümde kalem ucu presyonuna balı olan ve kağıdın dokusunda meydana gelen fulaj izi derinliğinin mevcut olduğu, ayrıca el yazılarını ve imzayı oluşturan hatlarda mürekkep akışının bulunduğu belirlenmekle bahse konu el yazılarının ve imzanın mürekkeple (ıslak) kalemle yazılmış/atılmış el yazıları ve imza oldukları,
    Senette el yazıları ve imza haricinde kalan tanzimle ilgili matbu ibarelerde toner bakiyelerinin mevcut olduğu gözlenmiş ve bu itibarla senetteki el yazıları ve imza haricinde kalan tüm tanzimle ilgili ibarelerin printer (bilgisayar yazıcısı) marifetiyle husule getirilmiş olduğu,
    Senedin sol kenarının kesiminin muntazam bir yapıda olmasına karşın, üst-alt-sağ kenarlarının standart kağıtların kenarlarında olduğu gibi tek bir seferde muntazam bir biçimde kesilmeyip gayrı muntazam yapıda olduğu,
    Senedin sağ alt bölümündeki "..." ibareli el yazılarının ve imzanın yönünün senedin düzenlenme şekline göre olmayıp farklı yöne baktıkları, müşahade ve tespit edilmiştir.
    Yukarıda belirlenen bulgulara atfen; söz konusu senedin üzerinde "..." ibareli el yazıları ile imzanın bulunduğu evvelce mevcut bir başka belgenin veya boş bir kağıda yazılı imzalı bölümün korunarak kenarlarının kesilmesinden sonra boş kalan bölüme bilgisayar yazıcısı marifetiyle makina yazılarının basılarak husule getirilmiş olması mümkün görülmüş ise de; daha ileri derecede kesin bir sonuç beyan etmek için belge üzerindeki tüm el yazılarının ve imzanın bilgisayar yazıcısı marifeti ile basılan makina yazılı ibarelerden önce mi yoksa sonra mı yazıldığı/atıldığı, hangisinin önce, hangisinin sonra yazıldığı/atıldığı hususlarının tespiti gerekmektedir. Fakat söz konusu hususların kesin olarak tespiti mürekkep yaşı tayini ile mümkün olabileceği, ancak mürekkep yaşı tayinine yönelik bugün için sağlıklı analiz yöntemi olarak benimsenmemekle birlikte litaratüre girmiş, kabul görmüş ve uygulanmakta olan bir yöntem veya analiz bulunmaması nedeniyle bu hususta kesin bir sonuç beyan etmek mümkün olmamıştır." şeklinde tespitte bulunulmuştur.
    Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25.01.2016 tarihli, 2015/10318 soruşturma, 2016/557 karar sayılı Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara yönelik itirazın merci Düzce Sulh Ceza Hakimliğinin 10.03.2016 tarihli 2016/1659 değişik iş sayılı kararı ile reddedilerek kesinleşmesinden sonra, şikâyetçi vekilinin Düzce İcra Hukuk Mahkemesi aracılığı ile Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinden alınan 03.03.2016 tarihli raporunu yeni delil niteliğinde sunarak şüpheli hakkında dava açılmasını talep etmiş,
    Yeni delil niteliğinde dosyaya sunulan 03.03.2016 tarihli Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi Raporunda:" İnceleme konusu senedin sağ kenarı ve üst bölümünün forme kesim olmadığı, bilgisayar ve ekipmanı aracılığı ile oluşturulmuş senedin kağıt evsafı ve baskı özellikleri bakımından mutad senetlerden olmadığı, senet metninin küçük puntolarla ve sıkıştırılarak düzenlenmiş olduğu, borçlu isim yazısı ve imzanın senet metnine göre (dik) ters atılmış olduğu, mevcut bulgular birlikte değerlendirildiğinde söz konusu senedin isim yazısı ve imzalardan yararlanılarak oluşturulduğunun" belirtildiği anlaşılmış olup,
    Bu raporun yeni delil niteliğinde olması ve mevcut delillerle birlikte CMK"nın 172. Maddesinin 2. Fıkrası gereğince kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturması karşısında;
    Delillerin takdiri ve değerlendirilmesi davaya bakacak mahkemeye ait olmak üzere itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetli olmayıp ihbarnamedeki kanun yararına bozma isteği yerinde görüldüğünden; Düzce Sulh Ceza Hakimliği"nin 21.06.2016 tarihli ve 2016/3177 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi gereğince karar verilmesi için mahalline gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi