14. Hukuk Dairesi 2016/15713 E. , 2017/5104 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.07.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, bedelin ödenmediğini, zilyetliğin devredilmediğini, sözleşmenin zamanaşımına ugradığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen karar Dairemizce "Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı davalarda zamanaşımının kural olarak alacağın muaccel olduğu andan itibaren başlayacağı, taşınmazlar vaat alacaklısına teslim edilmişse veya davanın tarafları taşınmazda birlikte zilyet iseler zamanaşımı işlemeyeceğinden bu hususların araştırılması gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmuş yapılan araştırma sonucu bu kez davanın ifa imkansızlığı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Elbirliği ortaklarından birinin ortaklardan bir diğer kişiye satım vaadinde bulunması halinde ise ifa imkansızlığından bahsedilemez. Elbiriği ortaklarının birbirine yaptıkları satış geçerlidir. Bu durumda bir ortağın tasfiye payı azalmakta veya kalmamakta bu pay elbirliği mülkiyetinin diğer ortağının tasfiye payına ilave edilmiş olmaktadır. Diğer taraftan 26.5.1954 tarih 7/17 sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince mirasçılar arasında zamanaşımı cereyan etmeyeceğinden sözleşmenin ifa olanağı vardır.
Somut olaya gelince; davacılar murisleri... 5.11.1996 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...’den ... Köyü 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 27, 30, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 156, 157, 157, 158, 159, 160, 161, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 201, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 223, 224 ve 301 parsel sayılı taşınmazlardaki miras hak ve hisselerini satın aldığını ileri sürerek adlarına tescilini istemişlerdir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazların satış vaadi sözleşmesinin alacaklısı ... ve borçlusu ... babası .... oğlu ... intikalen geldiği, bir kısım parsellerin Kadastro Mahkemesinde itirazlı olduğu, kararın satış vaadi alacaklısı ve borçlusunun murisi adına kesinleşmesine rağmen infazının yapılamadığı anlaşılmaktadır. Satış vaadi borçlusu ile alacaklısı kardeş olup murisleri Hamit adına olan taşınmazlarda miras payı devri yapıldığından satış vaadi sözleşmesinin ifa kabiliyeti bulunduğu, zamanaşımı cereyan etmeyeceği gibi tüm mirasçılar arasında geçerli bir taksimin de bulunmadığı, satış vaadi alacaklısının taşınmazda payına yönelik bir kısım parseli kullandığı anlaşıldığından tapu kaydı kesinleşmiş olan parseller yönünden işin esasının incelenmesi, kesinleşmeyenler bakımından devam eden davaların sonucunun beklenmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekir.
Noksan inceleme, araştırma ve yanılgılı degerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.