8. Ceza Dairesi 2017/432 E. , 2017/7120 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Müsadere
Gereği görüşülüp düşünüldü:
6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun geçici 10. maddesinin 1. fıkrası uyarınca direnme kararları, bozma kararı veren Yargıtay Dairesince incelenmesi öngörülmekle yapılan incelemede; mahkemenin farklı gerekçeyle kurduğu hükmün, yeni hüküm niteliğinde olduğu belirlenmekle;
Katılan vekilinin müsadere kararına yönelik temyizinin incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre katılan vekilinin, müsadere kararının hukuka aykırı olduğuna yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün ONANMASINA, 13.06.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
Müsadereye ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına dair sayın çoğunluğundan görüşüne aşağıdaki gerekçelerle katılma olanağı olmamıştır.
15.02.2013 tarihinde ... yönetimindeki TIR aracının Taşucu Limanında yapılan kontrolünde, araç sürücüsünün üzerinde ve aracın gizli bölmelerinde nitelikleri ve sayısı bilinen nitelikli silahların ele geçirildiği ve yapılan yargılama sonununda sürücü sanığın mahkumiyetine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği görülmektedir.
Mahkumiyetine karar verilen araç sürücüsü sanık, araçta ele geçirilen silahların, patronu ... tarafından kendisine verildiği beyan etmiştir.
Yargılama aşamasında araç ruhsat sahibi katılan, araçta ele geçirilen silahlardan bilgisi olmadığını beyanla aracın iadesini talep etmiştir.
Yerel mahkemenin, aracın müsaderesine ilişkin kararı Dairemizin 16.03.2015 tarihli ve 2015/2977 esas, 2015/13780 sayılı kararı ile “Dosya kapsamına göre, suça konu tabanca ve mermilerin araç sahibi katılan ...’ın bilgisi dahilinde suçta kullandığına dair delil bulunmadığından” ... Irak plakalı TIR’ın katılana iadesi yerine, müsaderesine karar verilmesi” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, yerel mahkeme kararında direnmiştir.
Yerel mahkeme direnme kararında TIR’ın asıl sahibi ... olup bu kişinin iyi niyetli 3. kişi konumunda bulunmadığını, aracın suçta bilerek kullanıldığını, TIR sahibinin olaydan habersiz olduğu yönündeki savunmasına itibar edilmeyeceği, ele geçirilen silahların ve mermilerin miktarı, taşınma şekli, vahamet derecesi, suçun işleniş biçimi birlikte değerlendirildiğinde bahse konu TIR’ın suça tahsis edildiği gerekçesine dayanmıştır.
Direnme gerekçesinde görüleceği üzere, yerel mahkeme üçüncü kişi olarak sürücü sanığın beyanında adı geçen ... ile ilgili iyi niyet değerlendirmesi yapmıştır.
Ancak, mahkemenin kabulünde olduğu gibi müsaderesine karar verilen aracın sahibi ... değil katılan ...’dır.
Yerel mahkemece, aracın ruhsat sahibi de katılan ile ilgili olarak TCK.nun 54.maddesi uyarınca iyi niyetli üçüncü şahıs olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılmamıştır.
Diğer yandan, sürücü sanığın beyanında adı geçen ...’ın beyanına başvurulmamış, sanığın beyanlarının doğruluğu araştırılmamıştır.
Müsaderesine karar verilen araç katılan adına ruhsatlı ticari nitelikte bir araçtır.
Tüm dünyada, TIR gibi ülke veya uluslararası taşımada kullanılan araçlar ruhsat sahibi kişi veya firma tarafından kiralanmak ve benzeri yöntemlerle çalıştırılmaktadır.
Nakliye işi yapan kişi veya şirketlerin, her aracı bire bir kontrol etme imkanı olmadığı gibi bu tür bir uygulamada yeryüzünde yoktur.
Çoğu kez, nakliye firması sahibi veya kişiler araç sürücüsünü tanımamakta ve muhatap olmamaktadır.
Bu sebeple, aracın gizli bölümlerinde ele geçirilen suç eşyalarından bilgi sahibi olmaları da olanaklı değildir.
Nakliye araçlarında ele geçirilen suç eşyalarının, araç sahibi tarafından yüklendiğine, araç sahibine ait olduğuna ilişkin somut deliller bulunması dışında varsayım ve tahmine dayalı olarak araç sahibine aidiyetinin kabulüne olanak yoktur.
Somut olayda da, Dairemizin 16.03.2015 tarihli ilamında belirtildiği üzere, katılanın sahibi ve ruhsat sahibi olduğu TIR aracında ele geçirilen silahların sanığın bilgi ve rızası dahilinde taşındığına dair delil bulunmamaktadır.
Yerel mahkemenin bu konudaki gerekçesi tahmin ve varsayıma dayalıdır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun birçok kararında vurgulandığı üzere, ihtimali kanıya dayalı olarak hüküm kurulamayacağı, ispatın hiçbir kuşkuya olanak vermeyecek derecede açıklıkta olması gerektiği ceza yargılamasında mahkumiyetin olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak kesinliğe dayanması ve tam aydınlatılmamış ve gerçekleşme şekli şüpheli olayların sanık aleyhine yorumlanması mümkün olmadığı ifade edilmiştir. (Y.C.G.K. 04.11.2014 Tarih ve 2013/1-283 esas, 2014/489 karar)
Araç ruhsat sahibi katılan TCK.nun 54/1. maddesi kapsamında iyi niyetli üçüncü şahıstır.
Yargıtay"ın yerleşik kararlarında da iyi niyet “malikin suç eşyasının suçta kullanılacağı konusunda bilgisi ve rızasının olmaması” biçiminde tanımlanmaktadır.
Dosyada mevcut delillere göre, suça konu ateşli silahların araç ruhsat sahibi ve maliki olan katılanın bilgisi ve rızası dahilinde taşındığına ilişkin delil bulunmaması karşısında, Dairemizin önceki kararında açıklandığı gibi aracın katılana iadesi gerekmektedir.
Bu sebeplerle, aracın müsaderesine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. 13.06.2017