14. Hukuk Dairesi 2016/11724 E. , 2017/5088 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki baz istasyonunun kaldırılması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 09.05.2016 gün ve 2015/53 Esas - 2016/5557 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak onanmıştır.
Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nın 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HUMK’nın 440. maddesinde öngörülen hususlardan hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, aynı Yasanın 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 275,00 TL para cezası ile bakiye 4.60 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline, 14.06.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
(Muhalif) (Muhalif)
K A R Ş I O Y
Davacılar, davacılardan Göksel"in, davacı ..."in eşi Türkan"ın davacı ..."in babası Mustafa"nın ve aynı mahallede oturan dava dışı kişilerin kanser hastalığına yakalandıklarını ve birçoğunun yaşamını yitirdiğini, hastalıkların nedeninin davalılar tarafından kurulan baz istasyonları olduğunu ileri sürüp, baz istasyonlarının kaldırılmasını istemişler, mahkemece baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafelerine uygun olarak kurulduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece onanmış, davacılar karar düzeltme isteğinde bulunmuşlardır.
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan baz istasyonunun kaldırılması isteğine ilişkindir.
Baz istasyonunun yerleşim yerinin ortasında olduğu saptanmıştır.
Uyuşmazlık son yıllarda kullanılan cep telefonlarındaki haberleşmeyi sağlayan ve baz istasyonları olarak isimlendirilen tesisin kullanılması sonucu bir zararın bulunup bulunmadığı varsa bu zararın hangi durumlarda söz konusu olabileceği ve yine giderilmesi konusunda ne gibi önlemlerin alınması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Dava konusu olan tesisin cep telefonlarının kullanımı için zorunlu olduğu ve bu tesisin geniş bir kitleyi ilgilendirmesi itibariyle de kamuya hizmet vermeyi amaçladığı da tartışmasızdır. Ne var ki bu hizmetin verilmesinde ve tesisin kullanılması sonucu hukuk kurallarının bir gereği olarak doğan zararlardan da tesis sahibi sorumludur. Hatta bu sorumluluğu kusura dayanmayan, tehlike sorumluluğu olarak da kabul edilmek gerekir. Bu özelliği itibariyle tesisi kullanan ve onu işletinin yüksek özen yükümlülüğü bulunmaktadır. Aksi halde, en küçük bir özensizliğin maddi değerlerle ölçülemeyecek kadar ağır sonuçlar doğurması kaçınılmazdır. Bunun için zarar görenin zararını değil, tesis ve işletme sahibinin tesisin işletilmesinden dolayı kişilere, bu bağlamda çevreye bir zarar vermediği ve herhangi bir olumsuz sonuç yaratmadığının kanıtlanması gerekir. Bu sonuç genel sorumluluk kurallarının aksine olarak, işletmenin ağır tehlike doğuracak özelliğinden kaynaklanmaktadır.
İstasyonun yasal mevzuata uygun kurulması halinde dahi, çevreye verilen zarardan eylemde bulunanın sorumlu olmayacağı sonucu doğmaz. Mevzuata uygun değilse, zaten hukuka aykırılık gerçekleşmiş olur.
Öte yandan hiçbir hizmet, insan yaşamı kadar öncelik ve önem taşımaz.
Somut olayda, muhtemelen fazla bir giderlede olsa başka bir yerde aynı sonuçları sağlayacak bir istasyon kurulması olanaklıdır. İstasyonun bu hali ile yakın çevresine zarar verdiği açıktır. Bu tesisten üçüncü kişilerle birlikte davacılar da yararlanmış olsa bile, sağlanan yararla verilen zararın dengelenmesi genel bir hukuk kuralıdır. Yarar haberleşmenin sağlanması, zararın ise insan sağlığı olduğu gözetildiğinde ikinci değere önem verilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar karşısında, istasyona yakın binalarda yaşayanların sağlık bakımından endişeli oldukları, oturanların psikolojik olarak yaşamlarının olumsuz biçimde etkilendiği, bunun da psikolojik yapıda tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı ve o yerlerde oturmanın olumsuz hale geleceği, kaldı ki, dinlenen tanıkların hastalıklarını baz istasyonuna bağladıkları, bu haliyle çevrede yaşayanların zarar gördükleri kabul edilmelidir. Hal böyle olunca karar düzeltme isteği kabul edilerek davanın da kabulüne karar verilmesi düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun ret görüşüne katılamıyoruz.