MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
HÜKÜM : 1-Birleşen 2011/52 sayılı dosyasında sahtecilik suçundan (3 adet GSM hattı); TCK’nın 207/1, 52 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
2-Mahkemenin 2015/134 sayılı ana dosyasında, TCK’nın 207/1, 43 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
3-Dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 158/1-d, 52 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet


Nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ile müdafisi tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanık ...’ın, ... ile birlikte gerçekleştirdiği sahtecilik suçuna ilişkin olarak kullanılan ikamet belgesi ile maaş bordrosunun asıllarının bulunamaması nedeniyle sadece sahte oluşturulan kredi sözleşmesi esas alınarak özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulabileceği, ayrıca resmi belgede sahtecilik suçundan ceza verilemeyeceği anlaşılmakla, ... hakkında kurulup kesinleşen aynı mahkemenin 11.06.2014 tarih ve 2011/52-2014/158 sayılı hükmüne karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın, temyiz dışı ... ve ... ile birlikte hareket ederek sahte olarak oluşturdukları nüfus cüzdanıyla mağdur ... Torun adına aldıkları motosikleti olaya karıştığı tespit edilemeyen ...’a tescil belgelerini de vermek suretiyle satarak menfaat temin ettiği; öte yandan temyiz kapsamında olmayan ... ile birlikte hareket etmek suretiyle ...’in kimlik bilgilerini kullanarak 3 adet Avea hattı aldığı; yine temyiz dışı ... ile birlikte mağdur ...’ın kimlik bilgilerine uygun olarak hazırlanmış maaş bordrosu ve ikametgâh belgesiyle yaptığı başvuru sonucunda sahte kredi sözleşmesi düzenlenmesini sağladıkları, yapılan araştırmalara rağmen resmi belgede sahtecilik suçuna konu ikametgah belgesi ile ücret bordrosu asıllarının temin edilemediğinin anlaşıldığı olayda;
1-Dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ile müdafisinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,
2-Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a)Birleşen 2011/52 sayılı dosya yönünden;
Sanığın, temyiz dışı ... ile birlikte hareket ederek ... adına 3 adet Avea hattı çıkararak kullandığının anlaşıldığı olayda; 10.11.2008 gün ve 27050 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; sanığın eyleminin özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Kanun"un 56/2. maddesi delaletiyle 63/10. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu ve bu hükmün TCK"nın 75. maddesi uyarınca ön ödemeye tabi olduğu gözetilerek, sanığa ön ödeme önerisinde bulunulduktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, suçun hukuki vasfında hataya düşülerek özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
b)2015/134 sayılı ana dosya yönünden;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, temyiz dışı ... ile birlikte hareket ederek mağdur ...’ın kimlik bilgilerine göre hazırlanmış maaş bordrosu ve ikametgâh belgesini sunarak sahte kredi sözleşmesinin düzenlenmesini sağladığı olayda; söz konusu belge asıllarının temin edilememesi ve ibraz edilen sahte belgelerin farklı tarihlerde düzenlendiklerine dair delil bulunmadığının anlaşılması karşısında, özel belgede sahtecilikten kurulan hükümde sanığın cezasının zincirleme suç hükümlerince artırılmayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ile müdafisinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, aynı kanunun 325. maddesi gereğince (2-a) no’lu bozmanın hükmü temyiz etmeyen ...’e sirayetine, 29.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.