14. Hukuk Dairesi 2015/18373 E. , 2017/5083 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.01.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasta denkleştirme, olmazsa tenkis talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın her iki talep yönünden de ayrı ayrı reddine dair verilen 27.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 08.01.2011 tarihinde vefat eden tarafların ortak murisi ..."ın 06.01.2011 tarihinde .... Bankası... Şubesi"nden 109.570,00 TL çektiğini, aynı gün davalının aynı bankadaki hesabına 2.200.000,00 TL virman yaptığını, işlem tarihinde murisin fiil ehliyetinin olmadığını, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu belirterek muris tarafından yapılan işlemin iptaliyle davacının miras payı oranında bedelin davalıdan tahsiline bunun mümkün olmadığı halde tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, murisin işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunduğunu, iddia edildiği gibi danışıklı bir işlem yapılmadığını, hesaptan çekilen paranın murisin tedavi giderleri için harcandığını, sağlararası işlem olduğundan iptalinin mümkün olmadığını, davalının hesabına virman edilen 2.200.000,00 TL"den çocukların saklı paylarına 206.250,00"er TL denk gelmesine rağmen davacı ve dava dışı murisin diğer üç çocuğunun hesaplarına 210.000,00 "ar TL yatırıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dosyadaki Adli Tıp Kurumu raporuna göre murisin işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunduğu, muris tarafından yapılan işlemin saklı payları zedeleme kastıyla yapılmadığı, murisin davalı hesabına virman yaptığı 2.200.000,00 TL"den davacının miras hissesine düşen miktarın davalı tarafından davacıya ödendiği, murisin henüz tasarruf edilmeyen taşınmazlarının bulunduğu, cenaze ve defin giderleriyle murise ait taşınmazların vergi borçları da davalı tarafından karşılandığından tenkise tabi bir tasarrufun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, mirasta denkleştirme olmazsa tenkis nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Mirasçılar murisin malvarlığı içerisinde bulunan hak ve malları hakkı olmadan elinde bulunduran kişilere karşı bunları geri alabilmek amacıyla dava açabilirler. TMK’nın 637. maddesinde “Yasal veya atanmış mirasçı, terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı mirasçılıktaki üstün hakkını ileri sürerek miras sebebiyle istihkak davası açabilir.” hükmü düzenlenmiştir. Mirasçı sıfatını taşıyanlar murisin terekesini elinde bulunduran herkese karşı bu davayı yöneltebilirler.
Mirasta denkleştirme davası murisin yasal mirasçılarına yaptığı sağlararası karşılıksız kazandırmaların belirli koşullar gerçekleştiğinde geri verilmesini talep etmeyi sağlayan bir davadır. Bu davadan elde edilmek istenen amaç mirasçılar arasında sağlararası karşılıksız kazandırmalar ile oluşan dengesizliğin denkleştirme ile ortadan kaldırılmasıdır.
Somut uyuşmazlıkta davacı, murisin ölmeden iki gün önce ...Bankası ... Şubesi"nden 109.570,00 TL çektiğini, aynı gün davalının aynı bankadaki hesabına 2.200.000,00 TL virman yaptığını belirterek alacak isteminde bulunmuştur. 06.01.2011 tarihli iki işlem halinde yapılan toplam 2.309.570,00 TL"lik işlem TMK’nın 669. maddesinde hüküm altına alınan mirasta denkleştirme davasının konusunu oluşturmaktadır. Yasal mirasçılar mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları denkleştirmeyi sağlamak için terekeye vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler.
Mahkemece, 26.05.2014 tarhli hukukçu bilirkişi raporunda belirtildiği gibi denkleştirmeye konu 2.309.570,00 TL"den davacının hissesine 433.044,375 TL"nin isabet ettiği, davalı tarafından davacıya ödenen 210.000,00 TL, davacı vekilinin 13.06.2013 tarihli dilekçesiyle davalı tarafından yapılan ve belgelendirilen toplam 42.041,75 TL."lik kabul edilen masraftan davacının hissesine düşen 7.882,83 TL. giderin mahsubundan sonra 215.192,545 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.