22. Hukuk Dairesi 2017/13406 E. , 2018/14408 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işyerinde spor müdürü olarak 18.02.2014 tarihinde aylık net 2.080,33-TL ücretle çalışmaya başladığını, 5 aylık ücretinin ödenmediğini,bu sebeple 30.09.2014 tarihinde haklı sebeple işten ayrıldığını,aynı gün İŞKUR’a müracaat edip,müvekkilinin davalıdan Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos ve Eylül aylarına ait ücret alacağı olduğunun tespit edilerek işverene bildirildiğini,halen ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edilerek, 08.12.2014 tarihinde ... 6. İcra Müdürlüğünün 2014/17205 E.sayılı dosyası ile 9.401,65 TL ücret alacağı,72,98 TL ihtarname gideri ve 16,23 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.490,86 TL için ilamsız icra takibine geçildiğini,davalının süresi içinde takibe itiraz edip durdurduğunu,kabule rağmen davacının itirazının kötü niyetli olduğunu, itirazın iptalini ve %20’den aşağı olmamak üzere %100 oranında tazminat ödenmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı; davacının şirkette 2.080,33-TL (AGİ dahil) spor müdürü olarak çalıştığını,davacının ücret alacağının tamamının ödendiğini,bu sebeple açılan icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu ve davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında icra inkâr tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez.
Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu şartlar yoksa likit bir alacaktan söz edilemez.
Davacı ilk olarak davalı işyerine 19/11/2014 tarihinde ihtarname göndererek biriken ücretlerinin ödenmediğini beyanla toplam 9.401,65 TL ücret alacaklarının yedi gün içerisinde ödenmesi gerektiğini bildirmiş ve davalıya 24/11/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davacı bu kez ihtarnamede belirtilen miktarın ödenmemesi üzerine işveren aleyhine yaptığı 08/12/2014 tarihli ilamsız icra takibinde; 9.401,65 TL ücret alacağı,72,98 TL ihtarname gideri, 16,23 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.401,86 TL talepte bulunmuştur. Davalı işveren ise 17/12/2014 tarihinde takibe itiraz etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, talep konusu alacağın yargılamayı gerektirdiği ve bu konuda hesap raporu alındığı gerekçeleri ile davacının icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir. Ancak davacının aylık ücret miktarı ve hizmet süresi yönünden dosya kapsamına göre taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Yine davacının çalışmış olduğu spor merkezinin satış müdürü tarafından davacıya gönderilen antetli 3/11/2014 tarihli mail içeriğine göre davacının toplam 9.401,65 TL alacağının olduğu belirtilmiştir.
Davacının dava konusu ücret alacaklarının ödenmemesi üzerine Türkiye İş Kurumu"na şikayet ettiği ve yapılan soruşturma neticesinde, davacının 2014 yılı mayıs, haziran,temmuz, ağustos, eylül aylarına ilişkin ücretlerinin ödenmediğinin tespit edildiği, işveren tarafından da finansal sıkıntılardan dolayı ödeme yapılamadığı, kısa zamanda içinde ödeneceğinin taahhüt edildiği şeklinde sonuçlanmıştır. Buna göre davacının ücret alacaklarının davalı tarafça varlığı ve miktarı hususunun ikrar edildiği, bu sebeple de alacağın artık likit sayılması gerektiği anlaşıldığından icra inkar tazminatının kabulü yerine reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05/06/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.