17. Hukuk Dairesi 2017/5060 E. , 2019/10071 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 25.05.2012 tarihinde, davacıların çocuğu ...’ın idaresindeki araçla karıştığı çift taraflı kazada vefat ettiğini, davalının karşı aracın trafik sigortacısı olduğunu, davalı tarafından 24.861,00 TL ödeme yapıldığını ve ibraname imzalatıldığını, sigorta şirketinin üst limitten sorumlu olması gerektiğini belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, 10.394,94 TL olarak talebini ıslah etmiştir.
Davalı vekili, süresinde cevap vermemiştir.
Mahkemece; gerekçede belirtilen sebeplerle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle hesap raporunda PMF yaşam tablosunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2-Mahkemece hükme esas alınan 17.03.2014 tarihli bilirkişi heyeti (makine mühendisi ve hukukçudan oluşan) raporunda, müteveffa sürücü Yusuf’un %70 oranında, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise %30 oranında kusurlu olduğu belirlenmişse de, ceza yargılaması aşamasında alınan ve deracattan geçerek onanan Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı kusur raporuna göre müteveffa ve diğer araç sürücüsünün eşdeğer kusurlu oldukları tespit edilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan rapor ile ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporları arasındaki kusur dağılımına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir.
O halde mahkemece, İTÜ Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti"nden kusur durumuna ilişkin çelişki giderici, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Dairemiz uygulamalarına göre 18 yaşında gelir elde etmeye başlayan desteğin askere gideceği, askerlik görevini tamamladıktan sonra 2 yıl içinde evleneceği ve bir yıl sonra bir çocuğu daha sonra ikinci çocuğunun olacağı varsayılarak hayatın olağan akışına göre bekar olarak ölen çocuğun ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki, eşe iki, anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14"er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya % 12,5’er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, destek 21 yaşında bekar olarak ölmüş hükme esas alınan 17.03.2014 tarihli aktüer raporunda ise davacı anne ve babaya desteğin evleneceği kabul edilen (01.01.2015) tarihine kadar % 25’er, desteğin çocuğu olacağı varsayılan 01.01.2017 tarihine kadar % 10’ar çocuğu olduğu varsayılan 01.01.2017 tarihinden itibaren ise % 5’er pay ayrılmak suretiyle eksik pay oranı ile hesaplama yapılmıştır. Eksik ve yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir. O halde, mahkemece Dairemiz ilkelerine uygun olacak şekilde anne ve babaya % 25’er pay ayrılan ilk dönem dışındaki dönemler için davacı anne ve babaya yukarıda yazılı destek payları ayrılarak yapılacak hesaplama doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 04.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.